Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
KUR’AN VE İNSAN
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
Dilli şeytan
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Obezite gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri etkileyen, beraberinde bir çok hastalığı da getiren önemli sağlık problemlerinden biridir. Ve hiç şüphesiz bu hastalığın en etkili tedavi yolu diyet ve egzersiz programıdır. Ancak kilo problemi olan insanlar bir hekim ya da diyetisyenden yardım almadan, günlük yaşam tarzlarını, beslenme alışkanlıklarını değiştirmeden bir takım bitkisel ve kimyasal preparatlarla zayıflama yolunu seçmektedirler. Toplumda bitkisel ya da doğal diye satılan her ürünün zararsız olduğuna dair oluşan genel kanı maalesef bu ürünlere olan talebin ve bu tür ürünlerin sayısının her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Nitekim sinamekiden açlık otuna, kırmızı biber ekstresinden sarımsak çayına kadar eczanelerde, aktarlarda ya da internette bulabileceğimiz bir çok ürün son yıllarda obezite tedavisinde kontrolsüz bir biçimde satılır ve kullanılır hale gelmiştir. Yapılan çalışmalar bir çok bitki ekstresinin yağ ve karbonhidrat metabolizmasını değiştirerek kilo kontrolünde etkili olduğunu göstermiştir. Ancak bu ürünlerin kullanımında ortaya çıkan, ölüme kadar götüren ciddi yan etkiler nedeniyle bir çoğu yasaklanmış olmasına rağmen hala piyasada bu tür ürünlere rastlamak mümkündür. En yaygın olarak kullanılan sinameki, acı çehre, açlık otu gibi zayıflama amacıyla pazarlanan bitkiler laksatif etkileri nedeniyle bağırsakları boşaltarak yiyeceklerin emilimini engelleyen türdedir. Uzun süreli kullanımda bağırsakta dışkılamayı kolaylaştıran mukus yapısını bozarak bağırsak tembelliğine, su ve elektrolit dengesi bozukluğuna neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu durum özellikle potasyum kaybına yol açar. Kitosan adı altında piyasaya sürülen deniz canlılarının kabuklarından elde edilen ürünün ise kalori kısıtlamalı bir diyetle kilo vermeye yardımcı olduğu, kalori kısıtlaması yapılmaksızın kullanıldığında zayıflatıcı etkisinin bulunmadığı yapılan araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır. L-carnitin de yağ yakımı amacıyla geliştirilen, insan vücudunda karaciğer ve böbreklerde üretilen bir aminoasittir. Yağların enerjiye dönüşümünü sağlayarak spor yapanlarda egzersiz performansını artırabileceği belirtilmiştir. Ancak spor yapmayanlarda kullanımının çok güvenilir olmadığı bilinmelidir. Kaynağı et ve süt ürünleri olan KLA (konjuge linoleik asit) kullanan bireylerde vücut yağ kütlesinin azalıp kas kütlesinin belirgin bir biçimde arttığı gözlenmiştir. Ancak KLA kullanan bireylerin vücut ağırlıklarında ya da beden kütle indekslerinde azalma gözlenememiştir. Açlığı azaltıcı etkilerinden bahsedilebilir lakin enerji ihtiyacının azalmasını ve kilo kontrolünü sağlamaz. Ayrıca KLA'nın uzun süreli kullanımının insülin direncine yol açtığı yönünde bazı bulgular da mevcuttur. Yine bir dönem reklamlarını sıkça gördüğümüz krom... Krom eksikliğinin diyabet, kilo artışı ve diğer metabolik bozukluklara yol açtığı düşünülmektedir. Bu nedenle krom hiperlipidemi, diyabet ve obezite tedavisinde kullanılan minerallerin başında gelir. Krom diyabetlilerde yağ ve glikoz konsantrasyonlarının düşmesinde etkilidir ancak kromun kilo kaybı üzerinde hiçbir etkisinin olmadığı tespit edilmiş, yüksek miktarda krom kullanımının ise DNA ve böbrek hasarına yol açabileceği belirtilmiştir. Kapsaisin içeren meksika biberi de kapsül formuna getirilerek bu pazarda kendine yer bulmuş ürünlerden biri... Vücut ısısını artırdığından metabolizma hızlandırıcı etkileri bilinen kapsaisin lipit dolaşımını artırarak yağ kütlesinde azalmaya neden olmaktadır ancak belirgin düzeyde ağırlık azalmasına yol açmadığı yapılan araştırmalarda gösterilmiştir.
Elma sirkesi de bir dönem kilo kontrolü sağlaması amacıyla çoğu kişi tarafından denenmiştir. Elma sirkesinin içeriğindeki asit nedeniyle mide asiditesini artırarak asit azlığından kaynaklanan sindirim problemlerine iyi geldiği bilinmektedir. Elma sirkesinin kan basıncını, tokluk kan şekerini ve kolesterolü düşürdüğü kanıtlanmıştır. Ancak yapılan çalışmalar her ne kadar vücut yağ miktarını azalttığı yönünde sonuç verse de vücut ağırlığında 12 hafta boyunca 2 kg dan fazla azalma sağlamadığı, kaybedilen ağırlığın ise kısa sürede geri kazanıldığı yönünde bulgular elde edilmiştir.
Ramazan’da Nasıl Beslenelim?
Düzenli Egzersizin Sağlık Üzerine Etkileri
Kalsiyum ve Obezite
Tiroid Hastalıklarında Beslenme
Kansere Karşı Koruyucu Beslenme Önerileri
Magnezyumun Sağlık Üzerine Etkileri
Gebelik Döneminde Beslenme
Ergenlikte Ağırlık Kontrolü
D Vitamininin Obeziteyle İlişkisi
Sağlıklı Pişirme Yöntemleri