KAZANMAK ÖNEMLİYDİ

Nasıl ve nereden başlayacağımı gerçekten bilemiyorum. Grup müsabakaların Hollanda galibiyeti ile başlamak gerçekten çok önemliydi. Son zamanlardaki yeni nesil oyuncularımız ile başlayan süreç gelişmeye devam ediyor. Hollanda gibi bir ekolü maçın 10 dakikalık bölümü hariç sahadan silen ve topu rakibine dahi göstermeyen oyuncularımızı ve teknik heyeti tebrik ederim.

Müsabakanın başında orta sahadaki üstünlüğümüz ve rakibimizden daha diri bir yapıya sahip olmamız hemen kendini belli etti. Özellikle kanatlarda topla kapasiteleri çok yüksek olan Yusuf ve Hakan'ında aktif orta alan oyununa dahil olması topu rakibe göstermeden oyunu şekillendirmemize sebep oldu. Oyunu istediğimiz her yöne rahatça açabilme yeteneğine sahip olmamız sayesinde rakibi koşturan bizim çocuklar ilk 10 dakikalık sürede oyunu nasıl oynayacağı hakkında ufak ufak esintiler sundu. 15. dakikada ise maçın adamı ilk sahnesini aldı ve skoru 1-0'a getirdi. Bu gole giderken bizim çocuklar 3 oyuncu ve 2 pasla gole ulaştı. Kenan Karaman'ın topu çıkartırken güçlü kalması, Hakan'ın ise soğuk kanlı kalıp arkadan gelen Burak'ı beklemesi çalışılan pozisyonların bir göstergesi.

Bu golden sonra oyun disiplininden kopmadan, rakibine skor üstünlüğünün yanında oyun üstünlüğünü de kabul ettiren bir milli takım sahadaydı. Defansif anlamda tüm dünyada duvar lakabını alan oyuncularımız serin kanlı bir şekilde oyunu geriden kurup orta alanın yükünü hafifletirken, orta alan oyuncuları bu sayede hücumda etkin rol oynayabilmek için atağa çıkabilme fırsatı yakalamış oldular. Bunun meyvesi ise 36.dakikada kazanılan penaltı ile geldi. Okay'ın ceza sahası içerisinde düşürülmesi ve skorun 2-0'a gelmesi. Bu penaltının nasıl kazanıldığı bence golden çok çok daha önemliydi.

İkinci yarıya ise Hakan'ın nefis golü ile başlayan milli takım tamamen oyunun kontrolünü eline alarak rahat bir oyun çevirmeye başladı. Ancak 55.dakikadan itibaren ise orta alanda sık sık top kaybı yaşanması açıkçası beni biraz tedirgin etmeye başladı. 65. Dakikada ise orta alandaki oyun üstünlüğümüzü tamamen kaybettik. Hemen hemen ortada kalan her top rakipte kaldı, oyun kurmak zorlaştı. Ozan'ın yorulması, Yusuf'un basit top kayıpları ile mental olarak oyundan düşmesi en büyük etkenlerdi. Artık rahat rahat top çeviremez olduk. Rakibe birkaç rahat pozisyon verdik. Hoca oyuna hemen müdahale etti Ozan yerine Taylan iyi bir hamleydi ancak Yusuf yerine Caner bu maç için oyun anlayışımıza ters, yanlış bir değişiklikti. Cengiz Ünder'in olmadığı maçlarda oyun yapısı itibari ile kanatlarda sıfıra inen ve orta yapan bir kanat oyun yapısına maalesef sahip değiliz. Bize bu maçta başarıyı getiren en büyük etken ise kanat oyuncularımız Hakan ve Yusuf'un orta alandaki pas oyununa destek vererek rakibi çok koşturması, topu kaybetmemesi ve isabetli yerinde paslar yapabilmesiydi. Yusuf yorulunca bu anlayış tökezledi ve oyun düzenimiz bozuldu. Caner yerine Emre Kılınç hamlesi, Deniz Türüç hamlesi olabilirdi ama Caner olmamalıydı. Caner'e herhangi bir antipati beslediğimden değil oyunun akışından dolayı bunları dile getirmem gerekiyordu. Nitekim bu değişliklerde çok işe

yaramadı ve 75.dakikada gerçekten Klaassen topu çok güzel önüne alarak kişisel becerisi ile harika bir gol attı. Ancak bu golden sonra paniklemek bizim çocuklara yakışmadı. İlk golden 1 dakika geçmeden ikinci golü yemek çok basitçe bir hataydı. Neyse ki maçın adamı 81'de tüm sorumluluğu alarak frikikten harika bir gole imza attı ve rakibin artık tüm direncini kırdı. Son sözü söylemek ise Uğurcan'a düştü. 93.dakikada Hollanda'nın kazandığı penaltıyı kurtararak bence tüm rakiplere kale emin ellerde mesajı verdi. Maçın genelinde her anlamda iyi oynayan bir milli takım vardı.

Burak Yılmaz Türkiye'de hep çok eleştirildi. Sürekli ofsayta düşüyor, kendini yere atıyor gibi saçma sapan birçok itham ile hep yerden yere vuruldu ama o kulaklarını hep kapatıp işini yapmaya devam etti. 35 yaşından sonra Fransa'da şampiyonluk yarışı içerisinde olan bir kulübe imza attı, dediler ki tatile gitti. Ama hem kulüp hocasının yaptığı açıklamalarda ona verdiği görev ve yüklediği misyon hem de attığı gollerle takımını sırtlaması takdire şayan gerçekten. Tam bir profesyonel sporcu yaşamı sergileyerek herkesi haksız çıkarmaya devam ediyor. Tebrikler BİZİM ÇOCUKLAR, tebrikler Burak, tebrikler Uğurcan, tebrikler milli takım…

Saygılarımla…


Yazarın Diğer Yazıları