RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bizleri Allah'ın sonsuz tecellisi ve mucizesi ile dokuz ay karnında taşıyan, Anne-Ana-Daye duygusu, Yüce Allah'ın bahşettiği en mucizevi en güzel duygudur. Aslında bu mucizevi duygunun nimetlerinden yerküredeki her canlı faydalanmaktadır. Çünkü bu duygusu vasıtası ile daha dünyaya gözümüzü açar açmaz sevgi duygunu ilk annemizde almaktayız. Annelik içgüdüsü öyle bir şey ki eşi bulunmayan türdendir. Anneler dinimizce kutsal ve kıymetlidir. Yüce Allah, annelere ayrı bir değer ve beraberinde çok mühim vazifeler vermiştir. Bu vazifelerden ilki ve en önemlisi nesillerin yetiştirilmesidir. İnsanın ilk öğretmeni annesidir. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Cennet onların ayakları altındadır." Dünyanın en saf sevgisi anne sevgisidir. Anne sevgisi öyle bir sevgi ki hiçbir sevgiye benzemediği gibi yerine başkaca sevgide ikame edilemez. Bu sevgi her zaman karşılıksız, her zaman içten ve süreklidir. Bu dünyada hiçbir çıkarı olmadan seven, evladı için her türlü zorluğa göğüs geren bir kişi varsa, o da annedir. Bir anne için en mühim şey evladıdır. O, ancak evladı mutlu olduğunda mutlu olabilir; evladı mutsuz olduğunda kendisi kahrolur. Her türlü fedakârlıkta bulunur ve çocuğuna en iyisini, en güzelini vermeye çalışır. İşte benim canım annemde bu güzel sıfatları taşımakla birlikte dünyanın tüm çilesini çekmiş, fakirliğin en üst seviyesini yaşamış, 39 yaşında 14 çocuk ile tek başına kalmış çilekeş bir melekti. İNCİ tanem aramızdan ayrılalı bir yıl oldu ama ben onu hep birazdan kapıdan sanki girecek gibi beklemekteyim. Geçen bu zaman diliminde her an yanı başımdaymışsın gibi yaşamaya devam ettim. Lakin hasreti artık dayanılacak gibi değil. Daye biliyor musun hiçbir şey senin bırakıp gittiğin gibi değil, çok ama çok şey değişti. Mesela sen yanımda iken yedi düvele kafa tutacak cesaretim olurdu, şimdi kolum kanadım kırık kaldım. Yaşam anlamsız, nefes alıp verme bile gereksiz gelmekte. Anlayacağın aramızdan ayrılıp sonsuzluğa gittiğin gün kalabalık dünyamda yapayalnız kalmışım. Canım anam küçüklüğümü hatırlıyorum da, bana arkadaşlarım hep sorarlardı "anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?” diye. Cevap verirken içerden nefesim kesilirken dışa karşı ise göğsümü gererek "annemi” derdim. Çünkü babamı hiç görmemiştim ki… Daye her gece beni yatırınca iki buse kondururdun yanaklarıma, biri benim için, biri baban için derdin. Sen duymazdın beni ama hissederdim sıcaklığını öpücüklerinin. Can anam hiç silmezdim yanaklarımı sen öptükten sonra. Her akşam yatmadan babamı anlatırdın bana, "Özlemini hissetme o hep yanında!” derdin, "rüyana gelecek seni bir kez de kendi öpecek.” derdin. Ertesin gün uyanır "Babam öptü anne!” diye koşardım ya kucağına, itiraf edeyim Daye yalan söyledim sana hep. Beni hiç babam öpmedi rüyamda. Çünkü ben babamı hiç görmedim, Senin sıcaklığın gibi yanımda hissetmedim onu, hiç koşup sarılamadım ona. Şimdi sende yoksun ya vay halime…Birde bana çocukluktan son nefesine kadar; günde üç öğün "Kuro me, mirovekî baş be, ez tiştekî de naxwazim''( Oğlum iyi bir insan ol, başka bir şey istemiyorum) deyişin bana hep rehber oldu/olacak güzel annem. Onun için gözün asla arkada kalmasın Daye. . Canım Annem; dünyada değer biçemediğim bir şey varsa o da senin varlığındı, korktuğum tek bir şey vardı O'da seni kaybettiğim andı. Yanımda olmasan da bana miras kalan tüm öğütlerini kendime rehber ediniyorum. Ha, az daha unutuyordum en kıymetli varlığım, benden ayrılıp gittiğinde yaşadığın evin kapısını bir daha açmadım. Senden sonra İzmir'in Yeşilyurt semtine daha çok gidip gelmeye başladım. Çünkü babamı ömrünün baharında kırk yaşında Milli İstihbarat Teşkilatı'nın İzmir yerleşkesi inşaatında, senide hemen yerleşkenin yanında bulunan Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nin Acil bölümünde son yolculuğa uğurlamıştım. Kendimce orada sizinle konuşuyorum, dertleşiyorum canım anam. Sen öldün, ben bittim. Canım anam şuan bana sarılmadığın için kollarım sızlıyor biliyor musun? Seni çok özlüyorum, ne olur rüyalarıma gel, gel de birazcık sana olan özlemim dinsin güzel annem. Sağlığınızda babamla pek bir arada olamadınız ama şimdi hemen babamın mezarı başındasın. Bundan dolayı çok ama çok mutluyum. Son olarak diyeceğim; canım anam hepimiz çok çok iyiyiz, çalışıyoruz, çok şükür kötü bir durumumuz da yok sana olan hasret dışında… Anne hakkı asla ödenmez. Onun içindir ki ne yaparsak yapalım, gücümüz, annemizin üzerimizdeki hakkı ödemeye yetmeyecektir. Annemizin değerini her daim bilmeli, Ona karşı asla saygıda kusur etmemeli, bir dediğini iki etmemeliyiz. Allah'ım! Bizim dünyaya gelmemize vesile olan bu iki kıymetli varlığa, anne ve babamıza hayır, güzellik, saadet, hoşnutluk, sıhhat ve afiyetler ihsan eyle. Vefat edenlere rahmetinle muamele eyle.
Dr.İmbat MUĞLU
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Milat
IKBY’de Seçim Başladı
GAZZE GÜNDEMİ
TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARAT FAALİYETLERİ
İRAN NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
ORTADOĞU’NUN NAZLI ŞEHRİ BEYRUT
PKK’YA YÖNELİK OPERASYONLAR
PARSEL PARSEL KIBRIS