MEVLÂNÂ’YI ANLAMAK

 

 

"Benim sırlarım feryadımın içindedir;

fakat gözün ve kulağın bunu anlama nûru yoktur.” der Hz. Mevlâna

 

 

Her anlatacağımız karşıdakinin anlamak isteyeceği kadardır elbette!.. Oysaki o kadar değer var ki mesela Mevlâna gibi onu bilmeyen duymayan ve sevmeyen yoktur. Hoşgörü çağrısıyla tüm evrende sesi yankılanan, hiçlik makamını bize anlatan, tevazuyu, sevgiyi dahası aşkı bize öğreten "İnsân-ı Kamil”

 

Tam da içinde bulunduğumuz Mevlâna haftasında onu biraz daha yakından tanımak ne de güzel olur. Peki Mevlâna kimdi?

Mevlâna sizin gibi, bizim gibi normal bir yaşam sürdü. Çocuktu, büyüdü, eğitim gördü, evlendi, çocuk sahibi oldu, hoca oldu, çalıştı, rızkını kazandı. Buraya kadar normal. Mevlana'yı bizden ayıran farklı kılan ise sürekli iç dünyasıyla bir hesaplaşma içinde olması; her aştığı, her geldiği noktayla yetinmeyip bir ileri aşamaya aşamaya geçmek istemesidir.

 

Mevlâna yaklaşık 800 yıl kadar önce yaşamış, o dönem de bazı şeyler söylemiş, sözleri ve şiirleri de kitaplarda toplanmış bir değerdir. Peki, o ne söylemiş de bugün bile bu söylenenlerin bazen bir beyti bile insanları etkileyip peşinden sürükleyebiliyor yahut farklı dil, din ve kültürlere mensup insanları derimden etkileyip dinlerini değiştirmeye kadar götürebiliyor? Niçin bu söyledikleri ve yazdıkları unutulmadığı gibi gün geçtikçe kıymetleri daha da artıyor? Belki bunların cevabını bulursanız Mevlâna'nın kim olduğunu anlayabilirsiniz.

 

"Yetmiş iki millet sırrını bizden dinler.

Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir Ney'iz.”

Hz. Mevlâna


Yazarın Diğer Yazıları