RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bir mezar taşında rastladığım bu sözler, hayatın son demlerinde derin bir pişmanlığı ve büyük bir hakikati gözler önüne seriyor: "Gençken dünyayı değiştirmek isterdim, ama yaşlandığımda anladım ki önce kendimi değiştirmem gerekiyormuş." Aslında hepimiz genç yaşlarda büyük idealler kurar, dünyayı değiştirebileceğimizi düşünürüz. Güç, enerji, sınırsız hayallerle donanmışken dünyanın bizim elimizde şekilleneceğine inanırız. Oysa zaman geçtikçe, yaşlanıp olgunlaştıkça bu büyük hedeflerin ulaşılamaz olduğunu fark ederiz. Hayat, genellikle bize zor yoldan öğretir ki, en büyük ve en önemli değişim dışarıda değil, içeride başlar. İnsan kendisiyle yüzleşmeye başladığında, kendi iç dünyasında bir şeyleri değiştirdiğinde, bu değişim dalga dalga çevresine yayılır. Fakat ne yazık ki, pek çoğumuz bu gerçeği çok geç fark ederiz. İnsan önce kendini değiştirdiğinde, etrafındaki insanlar da bundan etkilenir, belki bir ilham kaynağı oluruz. Bazen değişim talebi dışa dönük gibi görünse de, içten gelen bir devrimin gücü tartışılmazdır. Yaşlanıp tecrübe kazandıkça, değişimin dışarıda aranmaması gerektiğini öğreniriz. Önemli olan, bu bilince mümkün olduğunca erken varabilmektir. Yalnızca kendimizi değiştirdiğimizde ve geliştirdiğimizde, hem çevremize hem de daha geniş çapta dünyaya bir katkıda bulunabiliriz.
Hayatın bize öğrettiği en önemli derslerden biri belki de budur: Değişim, büyük ve görkemli adımlarla değil, küçük ve samimi başlangıçlarla gelir. Kendimize, karakterimize ve alışkanlıklarımıza odaklandığımızda, çevremize de bir fark yaratmaya başlarız.
Hayatın akışı içinde, büyük hedefler kurmak güzeldir; ama unutmamak gerekir ki, değişim önce insanın kendisiyle başlar. Çünkü kendi hayatında bir fark yaratamayan, başkalarının hayatında da fark yaratamaz.
Bu mezar taşı yazısında saklı olan bilgelik, hepimizin yaşarken öğrenmesi gereken bir ders gibi. Yaşam sona ermeden önce, belki de hepimizin bu farkındalığa varması gerekiyor: Değişim içeriden gelir ve doğru yerde, doğru zamanda başlarsa, dünyayı bile değiştirebiliriz.
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Gerçek Olan Kazanır
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
En Uzun Yolculuk Bir Adımla Başlar
Kızılören’de Bin Yıllık Peynir Şöleni
HAİNLERE İNAT ÇALIŞACAĞIZ!
Güneşin Tuzla Dansı
Konya’da Sazın Hayat Bulduğu Atölye
Sinemanın Kalbi Nerede ?