Deprem tekrar eder mi, yeni deprem bekleniyor mu, İstanbul'da tekrar deprem olacak mı soruları gündemde. Deprem kuşağında bulunan İstanbul'da 6.2 büyüklüğündeki şiddetli sarsıntının ardından 5.9, 4.9, 4.8, 4.5 ve 4.4 büyüklüğünde çeşitli artçılar kaydedildi.
İlk deprem Silivri açıklarında meydana gelirken, sonraki depremler Büyükçekmece ve çevresinde hissedildi. Depremlerin ardından herhangi bir can kaybı bildirilmezken, halkta oluşan panik ve tedirginlik dikkat çekti.
DEPREM TEKRAR EDER Mİ, YENİ DEPREM BEKLENİYOR MU?
Yaşanan depremlerin ardından en çok merak edilen sorulardan biri de; Acaba beklenen büyük deprem buydu da biz mi yanıldık? Bu konuda da açıklamada bulunan Prof. Dr. Pampal, teorik olarak bu ihtimalin var olduğunu fakat net bir cevap vermek için fayın ne kadar kısmının kırıldığının bilinmesi gerektiğini söyledi.
"Marmara'daki fay parçaları belli aralıklarla kırılır. Belki de 250 yılda bir olan kırılma döngüsü tekrar etti ama net bir şey söylemek zor” değerlendirmesinde bulundu.
İSTANBUL'DA TEKRAR DEPREM OLUR MU?
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, depremlerin meydana geldiği konumun son derece kritik olduğunun altını çizdi. Özellikle Kumburgaz Fayı'na dikkat çeken Görür, bu fay zonunun uzun süredir enerji biriktirdiğini ve zaman zaman küçük çaplı sarsıntılarla bu enerjinin açığa çıktığını söyledi.
"Bu fay segmenti kilitli durumda ve kırılma potansiyeli yüksek. Bu tür küçük depremler, daha büyük bir kırılmayı tetikleyebilir” ifadelerini kullanan Görür, İstanbul'un muhtemel büyük bir depreme karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, Marmara Denizi'nde meydana gelen bu depremlerin henüz beklenen büyük sarsıntı olmadığını belirten Görür, "Bu bölgede asıl beklediğimiz deprem, 7 ve üzeri büyüklükte olacaktır. Bu yüzden küçük sarsıntılar bizi yanıltmamalı” diyerek uyarıda bulundu.
PROF. DR. PAMPAL: "BU SARSINTILAR CİDDİ TEHLİKEYE İŞARET EDİYOR”
Deprem uzmanlarından Prof. Dr. Süleyman Pampal ise yaşanan depremlerin tarihsel bir bağlamı olduğuna dikkat çekti. Silivri açıklarında yaşanan sarsıntının ardından yaptığı değerlendirmede, bölgenin Kuzey Anadolu Fayı'nın orta kesiminde bulunduğunu ve buranın tarih boyunca büyük depremler ürettiğini hatırlattı.
1776 yılında yaşanan iki büyük depremin aynı segment üzerinde meydana geldiğini belirten Pampal, o dönemde kırılmayan yaklaşık 50-60 kilometrelik bir fay parçasının hala risk oluşturduğunu ifade etti.
Pampal, 1999 Gölcük depreminin ardından yayımlanan bilimsel raporları da hatırlatarak, Marmara Fayı üzerindeki muhtemel büyük depremin gerçekleşme ihtimaline dair yapılan istatistiksel analizleri paylaştı.
"2000 sonrası dönemde yapılan çalışmalara göre, bölgede 30 yıl içinde 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin olasılığı yüzde 64. Bu oran 40 yılda yüzde 75'e, 70 yılda yüzde 91'e, 90 yılda ise yüzde 95'e çıkıyor. Bu da Marmara'nın ne kadar aktif bir deprem kuşağı olduğunu gösteriyor” dedi.
"DEPREM SADECE OLDUĞUNDA KONUŞULMAMALI”
Prof. Dr. Naci Görür'ün bir diğer vurgusu ise depreme hazırlık konusundaydı. Görür, "Deprem olduğu zaman değil, olmadığı zaman bu konuları konuşmalıyız. Hükümet, yerel yönetimler ve vatandaşlar birlikte hareket ederek İstanbul'u deprem dirençli bir kent haline getirmelidir. Kentsel dönüşüm sadece bina yapmak değil; yapı denetimi, alt yapı düzenlemeleri ve toplumsal eğitimle desteklenmelidir” açıklamasında bulundu.
Kaynak: Haber Merkezi
