Göktaş, Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen "Aile ve Medya: Dijital Çağda Küresel Perspektifler Uluslararası Aile Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, medyanın, toplum belleğini okullardan daha hızlı bir şekilde oluşturduğunu ve dönüştürdüğünü belirtti.
Bu anlamda medyanın çok güçlü olduğuna işaret eden Göktaş, ekranların ayna gibi olduğunu, orada ne gösterilirse toplumda yankı bulduğunu söyledi.
Ekranlarda aileye saygı varsa çocukların da o dili öğrendiğini kaydeden Göktaş, "Eğer dizilerde sevgi varsa gençler o sevgiyi arıyor. Ama şiddet varsa, yalnızlık varsa o da bulaşıcı oluyor. Bu nedenle aile hayatımızda da yeni sınamalarla karşı karşıya kalıyoruz." diye konuştu.
Göktaş, internet, sosyal medya ve dijital oyunlar nedeniyle aile içi iletişimin gittikçe zayıfladığını, annelik ve babalığın itibarsızlaştırıldığını ifade etti.
Dijital medya mecralarıyla küresel ölçekte cinsiyetsizleştirme gibi marjinal ideolojiler ve zararlı akımların topluma dayatıldığını belirten Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aile kurmayı gereksiz gören bu tür söylemler, toplumsal bağlarımızı zedeliyor. Televizyon ve internet yoluyla yayılan şiddet içerikleriyle mahremiyet ihlalleri ailelerde endişelere neden oluyor. Uzmanlar, kontrolsüz dijital bağımlılığın çocuklarda yalnızlık, depresyon ve davranış sorunlarını artırdığını vurguluyor. Bu yüzden medyayı sadece bir sektör olarak göremeyiz. Reyting kaygısıyla yapılan haberleri, programları, dizileri, izleme ve tıklama uğruna hazırlanan içerikleri görmemezlikten gelemeyiz."
"Aileyi, dinamik ve genç nüfus yapımızı korumak için kurumsal yapımızı güçlendirdik"
Göktaş, medyanın bir kültür taşıyıcısı olduğunu ve bu taşıyıcının ailenin korunması yönünde bir araca dönüşmesini istediklerini anlattı.
Çarpıtılmış hayatlar yerine aileyi ayakta tutan hikayeler görmek istediklerini dile getiren Göktaş, teknolojinin sunduğu imkanların doğru kullanıldığında ailelere güç katabileceğini vurguladı.
Bakanlık olarak özellikle medyanın aileyi güçlendiren, değerleri koruyan ve toplumsal bütünlüğü destekleyen bir dille şekillenmesi için çalışmalar yürüttüklerini aktaran Göktaş, "Eğitim, farkındalık çalışmaları ve medya okuryazarlığı gibi kurduğumuz işbirlikleriyle aile odaklı, sorumlu ve bilinçli bir medyanın olması, doğru örneklerin çoğalması için gayret gösteriyoruz. Geçtiğimiz yıl bugün, yani 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü'nde açıkladığımız Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planımız bu konuda en güçlü yol haritamızdır. Bu kapsamda aileyi, dinamik ve genç nüfus yapımızı korumak için kurumsal yapımızı güçlendirdik." ifadesini kullandı.
Yapımcılar, medya ve dijital platform temsilcileriyle sık sık bir araya gelerek içeriklerin toplum üzerindeki etkilerini ele aldıklarını vurgulayan Göktaş, RTÜK ile işbirliği içinde yürüttükleri çalışmalarla aile dostu yayıncılığı teşvik ettiklerini dile getirdi.
Göktaş, medya profesyonellerine yönelik eğitimlerle aile odaklı içerik üretimini desteklediklerini, çocuklar ve ebeveynler için eğitim programları düzenlediklerini ve uygulamalar hazırladıklarını aktardı.
"İlk Öğretmenim Ailem Mobil Uygulaması"nın bu çalışmalardan biri olduğunu söyleyen Göktaş, uygulamayla anne ve babalara, çocuklarını ilk kez kucaklarına aldıkları andan itibaren destek olduklarını kaydetti.
Aile Eğitim Programı ile aile içi iletişimi güçlendirdiklerini, sağlıklı ve bilinçli bir aile yapısını desteklediklerini belirten Göktaş, "Aile, geçmişten geleceğe uzanan köprümüzdür ve bu köprüyü güçlendirmek hepimizin sorumluluğudur. Ailelerimizin geleceğini inşa etmeye, onları her türlü riskten muhafaza ederek güçlü temeller üzerinde yarınlara taşımaya kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu.
"Ailemiz istikbalimiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ailemiz istikbalimiz" cümlesini somut bir yol haritasına dönüştürmek gerektiğine dikkati çeken Göktaş, 2025 yılını "Aile Yılı" olarak ilan ettiklerini anımsattı.
Aile Yılı kapsamında ailelere ekonomik fayda oluşturmanın yanı sıra farkındalık oluşturacak faaliyetleri hayata geçirdiklerini hatırlatan Göktaş, şöyle devam etti:
"Sadece ülkemizde değil uluslararası düzeyde de aileyi güçlendirme politikalarının ve iyi uygulamaların paylaşılmasına öncülük etme fırsatı yakaladık. Önümüzdeki hafta gerçekleştireceğimiz Uluslararası Aile Forumu önemli bir toplantı olacak. Farklı ülkelerden bakanları, politika yapıcıları, uzmanları ve akademisyenleri bir araya getirerek aileyi koruma ve güçlendirme alanında küresel bir işbirliği zemini oluşturacağız.
Forum kapsamında gerçekleştireceğimiz panellerden biri de tam olarak 'Kurgu ile Gerçek Arasında: Kültür, Sanat ve Medyada Aile'. Bu panelde medya ve sanat yoluyla aile temsillerini, kültürel değerlerin aktarımını ve kurgunun gerçek hayat üzerindeki etkilerini tartışacağız. İki gün sürecek forum boyunca ortak sorunlara ortak çözümler arayacağız ve geliştireceğiz. Bu alandaki bilgi birikimimiz ve tecrübemizle etkin bir aile diplomasisini yürütmeye devam edeceğiz."
"Medya müthiş gücüyle aileyi ifsatta çarpan etkisine sahip"
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da ailenin, bugünün en önemli sorunu ve en yıkıcı meselelerinden biri olduğuna dikkati çekti.
Bugün ailenin hiç olmadığı kadar kırılgan, zayıf ve küresel lobilerin saldırısı altında olduğunu dile getiren Yalçın, "Medya ise müthiş gücüyle aileyi ifsatta çarpan etkisine sahip. Bakıyoruz, gündüz kuşağı yayınlarında insan haysiyeti, kutsallar, aile mahremiyeti ve tüm değerler reytinge kurban ediliyor. Aile, suçun, ahlaksızlığın, pespayeliğin mekanı olarak anlatılıyor. Buna dur demezsek, bir bakarız ki sui misal emsal olur. Buna yeter demezsek bu rezillikler eskilerin deyimiyle önce meşhur, sonra meşru olur." sözlerini sarf etti.
Sempozyumun açılışında Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan ile ASBÜ İslami Araştırmalar Enstitüsü Kadın ve Aile Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ayten Erol da konuşma yaptı.
Kaynak: AA
