“En Büyük Sürpriz” Bizi Bekliyor Olabilir mi?
KİLAB-İ KONYA (KONYA’NIN KÖPEKLERİ)
YILDIZLAR AKŞAM DOĞAR
DÜNYANIN ALGI YÖNETİM MERKEZİ; TOVİSTOCK
ACİLEN
POZİTİF PSİKOLOJİ İLE KENDİNİ TANI
KOZMETİK CİLT YAĞLARI
ÖLDÜRÜLEN BİR ÖĞRETMEN VE BİR EĞİTİM SİSTEMİ
KULLANDIĞIMIZ TABİRLER VE İSLAMİ HASSASİYETİMİZ
Müfredata bilinçli eleştiri de eklensin
BEŞ ŞEY GELMEDEN BEŞ ŞEYİN KIYMETİNİ BİLMELİYİZ
Teknolojik Bir Mesele
Güvenli Araç ödemesi Ertelendi
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
Gerçekten ‘fahiş fiyat’ var mı?
RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME
Doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz sevdalar vardır. Bu sevdalar gönlümüzden, içimizden, ruhumuzdan asla çıkmaz ve bitmez.
Bu sevdalara "aşk” diyebiliriz, "dava” diyebiliriz, "inanç” diyebiliriz, "iman” diyebiliriz… adı ne olursa olsun mutlaka her insanda mutlaka vardır ve olmalıdır. Çünkü bu sevdayı Rabbim, her cana koymuştur. Ancak işlenmesi, yerini bulması, ortamının oluşması lazım. Ortamını bulmayan sevdalar gübrelikte gül yetiştirmek gibi bir şeydir. Arkadaşını, sevda delilerini, kendini sevdaya adayanları bulmak bu yüzden önemlidir. Hani denir ya; "Söyle arkadaşını bana, diyeyim seni sana”, "Kişi, arkadaşının dini üzeredir”.
Bu sebepten rabbimiz, ilk insanı; insanlar yolunu şsşırmasın, yanlış işler yapmasın, hak sevdanın yolunda ilerlesin diye Peygamber, rehber, yol gösterici, kılavuz, hakikat güneşi…olarak göndermiştir. Peygamberler seçkin dava sevdalılarıdır.
Her insanın gönlünde de bu duygu vardır. Nereden mi biliyoruz? Sevgili Peygamber Efendimizin;
"Her doğan islam fıtratı üzere doğar. Sonra onu annesi babası ya Hıristiyan, ya Yahudi, ya Mecusi… yapar”, "herkse çobandır, güttüğünden sorumludur” sözlerinden biliyoruz. Ayrıca Kur'an'ı Kerimdeki;
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”, "Düşünmez misiniz?” "Neden aklınızı kullanmazsınız?” ilahi fermanlarından meseleyi anlıyoruz.
Bitmeyen sevdalarımız;
Bitmez Bu Sevda!
Adem'le başladı bu kutlu dava,
Ezelden ebede bitmez bu sevda,
Ruhları onarır Kur'anî deva,
Ezelden ebede bitmez bu sevda!
Cihana barışı getirecek o,
Kardeş kavgasını bitirecek o,
Huzurun tahtına oturacak o,
Ezelden ebede bitmez bu sevda!
Sevgiye dostluğa neşe katarsın,
Kulluğun zevkini onda tadarsın,
Yaratılanlara aşkla bakarsın,
Ezelden ebede bitmez bu sevda!
Hesapsız değil hiçbir şey bu arzda,
Mucizeler dolu ilahi tarzda,
Planlı hepsi ne eksik ne fazla,
Ezelden ebede bitmez bu sevda!
Güneşle dünyayı ışıtıyor hep,
Üşüyen canları ısıtıyor hep,
Direksiz desteksiz taşıtıyor hep,
Ezelden ebede bitmez bu sevda!
Bir damlacık sudan çok can yaratır,
Kudreti sınırsız yoktan yaratır,
Bütün kâinatı Haktan yaratır,
Ezelden ebede bitmez bu sevda!
Marifet
Âdem Nebi soyundan Kabil gibi olmadan,
Habil sadakatiyle dimdik durmak marifet,
İnanmışlık ruhundan asla geri kalmadan,
Tevhidin coşkusuyla söze girmek marifet.
Fitne okyanusunda sarsılmayan imanla,
Tufanın ortasında o ilahi fermanla,
Zulme "dur” diyebilmek sarsılmayan irfanla,
Selamet gemisiyle Hakka ermek marifet.
Putları kırıp geçen İbrahim celaliyle,
Nefs-i emarelere Halilullah haliyle,
Evrenin sahibinin bitmeyen cemaliyle,
Nemrut'un ateşinde güller dermek marifet.
Annelik şefkatini Hacer gibi coşturmak,
Safa ile Merve'de can havliyle koşturmak,
Kuş uçmaz kervan geçmez mekânlardan aştırmak,
Samimi duygularla canı sarmak marifet.
Firavunların değil Musa yanında olmak,
Hakikatin nurunu iç âleminde bulmak,
Pörsümeyen bitmeyen Hak nuru ile dolmak,
İnkâr bataklığından öze varmak marifet.
Teslise savaş açmak İslam davası ile,
"La” şerrinden kurtulmak "İlla” sevdası ile,
Ruhullah İsa'daki Meryem duası ile,
Uslanmayan nefisle şerri kırmak marifet.
Ebrehe ordusunu Ebabille vurup da
Peygamber sancağıyla Beytullah'a varıp da
Şirkin yaralarını tebliğ ile sarıp da
Gönül sultanlarına değer vermek marifet.
Yesrip'te yanan canı hicret ile hoş yapmak,
Muhacirle Ensar'ı mümince kardeş yapmak,
Resul ile Sıddık'ı birbirine eş yapmak,
YILDIZLAR AKŞAM DOĞAR
HAYAT VEREN PRENSİPLER
DENGEYİ BOZDUK!
NE KADAR DOĞRUYUZ?
ANNE ŞİİRLERİ!
OSMANLICA MI? OSMANLI TÜRKÇESİ Mİ?
KELİMELERİN RUHU!
ÜZÜLMEMEK İÇİN
HER GÜN YENİ BİR HESAP AÇILIYOR!
DURMAK YOK; ŞİİR ŞÖLENİNE DEVAM