Teknolojik Bir Mesele

Yaşıtlarım iyi bilirler tetris diye bir oyuncak vardı. Bu oyuncak bizim çocukluğumuzun oyun oynayabildiği vakit geçirdiği bir zekâ oyunuydu…

Yani bu oyuncak bizim zamanımızın tableti gibi bir şeydi bir nevi…

Şu da bir gerçekti ki; küçücük şeylerle mutlu olan çocuklardık biz. Düşünsenize o basit oyuncak bile bizim için çok büyük bir teknoloji harikasıydı…

Teknoloji demişken tabi o dönemler cep telefonu gibi bir alet ülkemizde kolay ulaşılabilir bir şey değildi…

Kaldı ki ulaşılabilir bir şey olsaydı da şimdiki gibi küçücük çocukların eline geçecek kadar da değildi…

Mesela o zamanlar sadece elime alabildiğim ilerisine gidemediğim ilk cep telefonu Ericsson 628 idi. Hani şu tuş takımı değişen rengarenk kapakları olan antenli telefon vardı ya işte o…

Hatta hiç unutmam birkaç yıl sonra çok garip bir telefon görmüştüm şimdi aklıma geldikçe gülüyorum….

Bir Arif abi vardı. Onun bir cep telefonu vardı. Bence ona cep telefonu denmez çünkü onun sığacağı bir cep yoktu. Şaka bir yana… Markası neydi hatırlamıyorum ama telefon o kadar büyüktü ki; sim kartını komple takıyordu içine…

Bilen bilir bilmeyenler için söylüyorum; yanlış duymadınız o kocaman kartı o garip cihaza yerleştiriyordu. Ankesörlü telefon sanki mübarek o koca kartı komple içine takıyordu…

Hani sim kartını tutan kredi kartı büyüklüğündeki kart var ya hah işte ondan bahsediyorum direk telefona takıyordu onu Arif abimiz…

Sonraları teknoloji o kadar hızlı bir şekilde gelişti ki; her geçen yıl bir önceki yılı aratır oldu…

Telefonlar, bilgisayarlar, tabletler, akıllı cihazlar, robotlar ve en önemlisi de yapay zeka derken teknolojideki gelişim baş döndürücü bir hal aldı son yıllarda…

Açıkçası hayatı kolaylaştırması açısından teknolojik gelişmeler ilgimi çekmiyor değil…

Ama hayatı kolaylaştıran, hayatı zehir eden teknolojiye sonuna kadar karşıyım…

Misal her şeyden bihaber, bulunduğu ortamdan kendini tamamen izole etmek için kullanılan teknoloji olmaz olsun…

Eve bir misafir gelince hatta daha acısı eve baba gelince kapıdan bir büyük girince umurunda dahi olmayan çocuk, genç elinde tablet, telefon hunharca oyun oynatan teknoloji olmaz olsun…

Aile ortamının da hasbihal etmek yerine evin en büyüğünden en küçüğüne kadar kambur vaziyet telefonlara gömdüren teknoloji olmaz olsun…

Yolda yürüyenlere telefona bakmaktan yürümesini unutturan, trafikte kazalara neden olan o teknoloji yerin dibine batsın…

O teknoloji ahlakı, saygıyı, sevgiyi bozdu…

O teknoloji aile birliğini, bütünlüğünü bozdu…

O teknoloji sohbeti, muhabbeti, dostluğu hatta insanlığı bozdu insanlığı…

Bütün güzel şeyler o iğrenç teknolojiyle kaybolup gitti maalesef…

Teknolojik olarak gelişmek iyidir ama teknolojiyi iyilikten kötülüğe, bir silaha dönüştürmek biz insanların marifetidir…

Bütün o güzel şeylerin teknoloji yüzünden kaybolup gitmesi, bir silaha dönüşüp de insanlığa zarar verecek boyuta gelmesini müsebbibidir insanoğlu…

Yoksa teknolojinin ne zararı olabilir ki...? Tabi doğru kullanıldığı, amacına uygun kullanıldığı sürece…

Suçlu biziz biz…

Teknolojinin bu denli hayatı zehretmesini bizler sağlıyoruz ne yazık ki…

Bu duruma artık bir dur demeliyiz demeliyiz de tabiri caiz ise kanımıza kadar işlemiş kötüye kullanılan teknolojiye nasıl dur diyeceksek artık…

Akıllı telefonların birdenbire topyekûn akılsızlaştığını düşünsenize ne olurdu sizce...?

Halimiz ne olurdu değil mi..?

Ben size söyleyeyim ne olurdu; büyük küçük istisnasız emziği elinden alınmış bir bebeğe dönüşüverirdik şüphesiz…

İşte o kadar hayatımızı tahakküm altına almış vaziyette fütursuzca gelişen daha doğrusu geliştirdiğimiz teknoloji…

Hele birde yapay zekâ konusu var ki; yukarda kaleme aldıklarım onun yanında deve kulak kalır. Kitap yazılır kitap onun için…

Zira yapay zekanın insanlığı düşüreceği tehlikeye daha şimdiden akıl sır ermiyor vesselam…

Geri dönülmez bir yoldayız da ne diyelim Allah sonumuzu hayretsin…

Hakikaten Allah sonumuzu hayreylesin….


Yazarın Diğer Yazıları