Halk oylaması büyük olasılıkla Nisan ayında yapılacak. Partiler hazırlıklarına devam ediyor. Söylemler, kitapçıklar, afişlerler vs. hazırlanıyor. Hangi partinin hangi yönde oy kullanacağını malum hepimiz biliyoruz. Peki gerçekten neye evet, neye hayır diyeceğiz. Anayasa değişikliğinden bir şey anlamadım diyenler varsa teknik yazıları bırakıp genel bir bakış yapalım.
Mesela sen seçtiğin bir partiye oyunu veriyorsun 1. parti yapıyorsun ya. Hükümet olacak diye bekliyorsun. Ha işte öyle olmuyor. Önce güven oyu alacaksın.
“İyi ama ben yetkiyi millet olarak zaten verdim”.
Olsun sen pek bilemezsin onun için ne olur olmaz birde meclisteki büyüklerimiz güvensin. Bitmedi. Cumhurbaşkanı seni sevmezse alternatifi var mı diye bakar. Bu arada senin seçmediğin az oy almış ama etkili kulisleri olanlar arkada lobi yapar. Pazarlıklar, Koltuk kapmacalar, araya asker abilerin girmesi falan sonuçta kurulur hükümet. Ama senin 1. Parti yaptığın hükümette olmayabilir. Bakarsın 4. Parti icranın başı oluvermiş. Koalisyon kurulmuş, ülke krizler yaşamış, alan almış, götüren götürmüş. Netice ne peki? “Biz ortaktık” kimse sahiplenmez.
Bu ülkede sadece tek güç hükümet değil ki. Askerin dışında hazırlanan sivil anayasaya hazır mıyız?. Bizim çocuklar! hazırlayıp verirler anayasa kitapçığını, millet olarak bizde tamam deriz.
Ordu derki; sen etliye sütlüye, eğitime, anayasaya, yargıya, sisteme karışma. Yolunu, hastaneni yap önüne bak. Bunları yaparken de kafana göre yapma yine de danış”.
Yani bu sistem alavare dalavereye müsait bir sistem. Boşluk çok olunca birileri de doldurmak için her şeyi yapmaya hazır. Geçmişte yaşananlar ve bunların çözümü için millet “EVET” diyecek.
Peki “Hayır” diyenler neden “Hayır diyecek?
Cahil halkın seçtikleriyle ülke yönetilemez. O zaman seçkin “Beyaz Türk”lerimiz var. Biri çıkar 367 der. Biri Laiklik elden gidiyor der. Kimi gücünü askerden, kimi yargıdan, kimi bilmem nerden. Sonuçta ideolojisiyle hiçbir zaman iktidara gelemeyeceklerin umududur şimdiki sistem. 7 Haziran seçimleri sonrası Başbakanlığı sayın Bahçeliye bahşedenler, Seni Başkan yaptırmayacağız deyip 18 yaşındaki teröristten talimat alanlar için parlamenter sistem iyidir.
Yıllarca hükümete giremeyen hatta dönem dönem meclise bile girememiş olanların yargıdaki, ordudaki, medyadaki gücü bitecekse “Hayır” onların elbette ki hakkıdır.
Devlette ne kadar baş varsa o kadar sistem kilitlenir. Bu baş dediğim kişiler değil elbet. En önemlisi bürokrasi. Sen milletten vekalet alırsın, gece gündüz çalışırsın bürokrasiye takılır. “Kim kardeşim bu bürokrasi” dersen hah işte dedim ya başlardan biri. Tek adamlık istemeyenlerin olması istediği baş.
Bu yazı sadece Anayasa’nın tek maddesi için yazdığım bir yazı gelecek haftalarda kim niye “Evet” diyecek kim niye “hayır” diyecek madde madde yazacağız. Eyvallah…