RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bizim nesil ve üst yaş grubunun hep şanslı olduğunu düşünürüm. İnternet olmayan dönemi de gördük, internet olan dönemi de. Hangisi iyi acaba derseniz bir sıralayalım isterseniz. İnternet olmayan dönemde bu kadar hareketsiz yaşam yoktu. Birine bakmak için mutlak gitmeniz gerekirdi. Elde telefon olmayınca mecbur muhabbet edeceksin. En kötü, edilen sohbeti dinleyeceksin. Belki de eskilerin hikâyeleri onun için güzel geliyordu bizlere. Hasret çekmenin ne demek olduğunu bilirdik. Öyle ya askere, okumaya, Almanya'ya çalışmaya gidenler hem özler hem de özlenirdi. Buda iyi bir şey mi? Diyebilirsiniz ama emin olun hasret çekmek bile tatlı gelirdi. Hayatı tecrübelerden, nasihatlerden öğrenen bir nesildik. Yanlış yaptığımız bir hususu mahalleli düzeltirdi. Hız diye bir derdimizin olmadığı, sadece planlama yaparak saatinde olmamız gereken yerde olurduk. Planlar hep 1 gün önce yapılır ve herkes o plana sadık kalırdı. Gençlikte bu kadar baş ağrısı çeken olmazdı. Bunalıma girmek nedir, ergenlik psikolojisi nedir bilmezdik. Yani trip atacak bir durumumuzda yoktu. Yolculuklar keyifli geçer, bol kahkahalı, sohbetler edilirdi. Aktivite çoktu. Çocuk oyunlarının hepsini bilir, hepsini de oynardık. Televizyon izlemenin bile keyfi vardı. Masraflarımız da azdı mesela. Marka takıntımız yoktu. Çünkü sadece yer içer çıkardık. Birilerine gösterme gibi bir çabamız yoktu. Gerçi o dönemlerde yediğini söylemek bile ayıp sayılır, soranlara "Allah ne verdiyse” der geçiştirilirdi. Uyuyamıyorum gibi sorunlar yaşamazdık. Aileler çocuklarının arkadaşlarının kimler olduğunu mutlaka bilirdi. Evet belki bir o kadar daha eskinin avantajlarını sayabilirim. Bugünün olumlu yönleri ise her şeyden önce bilgiye anında sahip oluyoruz. Bir konu için saatlerce kütüphanede kitap ara, bir bilen ara sorunu yok. Zamanımızı fatura kuyruklarında geçirmiyoruz. Adres bulma, kaybolma endişesi yok. Yemekler, hediyeler, ihtiyaçlar ayağımıza kadar geliyor. Bizim çocuk nerde kaldı merakından çatlayan anne de kalmadı. Diziyi kaçırdım, şu filmi izleyemedim üzüntüsü de yok. Sitelerimiz, işyerlerimiz daha güvenli! En azından hırsızın girip çıktığını görebiliyoruz. Canlı izleme imkânımızda var tabi. Farklı şehirlerde yabancı kalmıyoruz. Şehrin tarihi yerlerini, lezzetlerini sormamıza bile gerek yok. Kağıt- kalem ekranda yemek tarifi beklemekte yok. İstediğimiz menüyü istediğimiz ustadan alabiliyoruz. Evet biz şanslı nesil olarak her iki dönemi de yaşayıp görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Geçiş sürecine şahit olmuş, her iki dönemin şartlarına da ayak uydurmuş bir nesil. Ne eskinin yokluğuna üzülüyor, ne yeninin varlığına şımarıyoruz. Geçmişini unutmadan, var olanın kıymetini bilenlerdeniz çok şükür. Eyvallah…
AKLIMIZDA DELİ SORULAR!
HELE KAPTAN BİR ÇIKSIN SAHAYA
BAŞKAN KILIÇDAROĞLU!
MASANIN KAZANANI - KAYBEDENİ
AYNI HİZADA DEĞİLİZ!
BAŞKA DEPREMLER YAŞIYORUZ!
HEPİMİZ İMTİHAN EDİLDİK
DOKUNACAKLAR!
NATO’YA ALMAYALIM
HDP YEDEK LASTİKLERİ