Çok eski bir yerleşim yeri olan Konya'nın Seydişehir ilçesi tarihi zenginliklere sahip. Selçuklu İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim yeri olan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altına giren Seydişehir, tarih boyunca ticaret, tarım ve el sanatları gibi faaliyetleriyle önemli bir merkez oldu.
Seydişehir turistik açıdan ilgi çekiyor
Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Seydişehir, özellikle el sanatlarıyla tanınmaktadır; bakırcılık ve bakır işlemeciliği burada geleneksel olarak sürdürülen zanaat dallarındandır. Aynı zamanda doğal güzelliklere sahip olan Seydişehir, turistik açıdan da ilgi çekiyor.
Seydişehir ilk defa bu beylik zamanında ismini duyuruyor
Milattan sonra 767-1217 yılları arasında bir Türkmen kabilesinin elinde bulunan Seydişehir, Selçuklular zamanındaki durumu ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Anadolu Selçuklu Beylikleri devrinde Eşrefoğulları Beyliği elinde kalan Seydişehir, bu isimle ilk defa bu beylik zamanında ismini duyuruyor.
Seydişehir'i kim kurdu?
Horasan emiri olan ve annesi tarafından soyu Veysel Karani ve Peygamber'e uzanan bir velî ve seyyid olan Seyyid Harun Veli tarafından, Seydişehir'in kurulduğu 1554-1455 yıllarında kardeşi Seyyid Bedrettin'in soyundan gelen Abdülkerim Bin Şeyh Musa tarafından yazıldığı bilinen "Makâlât-ı Seyyîd Harun" adlı eserde de geçmektedir.
Seydişehir nasıl kuruldu?
Anlatılan menkıbeye göre; Seyyid Harun Veli Horasan civarında âdil bir hükümdar iken atalarının mezarını ziyareti sırasında gaipten gelen bir ses kendisine Anadolu'ya giderek Küpe dağı civarında bir şehir kurmasını emreder. Bu durum üzerine Seyyid Harun Veli emirliği terkederek yanında kırk dervişi ve kardeşi olduğu halde yollara düşer. Bugün Hatunsaray denilen yerde kardeşi hastalanarak vefat eder ve buraya defnederek bir türbe yaptırır.
Yoluna devam eden Seyyid Harun Veli, şimdiki Seydişehir'in olduğu yere gelince yolu boyunca kendisine rehberlik eden bulut Küpe Dağı'nın ardında kaybolur ve kendisine işaret edilen yerin orası olduğunu anlar. İlk iş olarak oraya bir cami yaptırır.
O zamanki adı "Trogitis" olan Seydişehir'in imarında Eşrefoğlu Mehmed Bey kendisine malzeme yardımında bulunur. Bu yardımlaşma neticesinde aralarında büyük bir dostluk oluşur. Eşrefoğlu Mehmed Bey de Seyyid Harun'un kurduğu yeni şehre "Seyyid Şehri” Osmanlılar zamanında Medine-i Sani (ilahi emirle kurulan ikinci şehir) olarak adını alır.
Seydişehir'de Seyyid Harun Veli Türbesi bulunuyor
Seydişehir'de vefat eden Seyyid Harun'un ölümünden hemen sonra vasiyeti üzerine tekkesinin bulunduğu yere türbesi inşa edildi.
Hatta Türbe'de bulunan kitabesinde günümüz Türkçesi ile "Bu kutlu Türbe yoksulların efendisi, fukaranın babası, Allah'ın rahmetine kavuşmuş ve günahları bağışlanmış Seyyid Harun'un 23 Rebiü'l-evvel 720'de ölmesi üzerine inşa edildi” yazıyor. Kitabesinden de açıkça anlaşıldığına göre türbe, 3 Mayıs 1320 tarihinde Seyyid Harun Veli'nin vefatından hemen sonra inşaat edildiğini gösteriyor.
(Mustafa İlker Şen)