DOLAR
38,80
EURO
43,03
STERLİN
51,23
GRAM
4.084,96
ÇEYREK
6.712,99
YARIM ALTIN
13.416,99
CUMHURİYET ALTINI
26.709,27

Türkiye ekonomisi küresel ticari krize karşı ne kadar dayanıklı?

Küresel çaplı ekonomik krizler ülkelerin ekonomik kapasitelerinin sınandığı krizlerdir. Dolayısıyla tüm ekonomiler uluslararası ticarette karşılıklı bağımlılık gereği dünyadaki yaygın krizlerden az ya da çok etkilenirler. Burada önemli olan ülkelerin krize nasıl bir pozisyonda yakalandıklarıdır. Bu kısa girizgâhtan sonra tarife artışlarıyla başlayan küresel bilinmezlik ortamında Türkiye ekonomisinin güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğuna bir göz atmakta fayda mülahaza ediyorum.

Kriz karşısında Türkiye ekonomisinin güçlü yönleri:

* Merkez bankasındaki uluslararası rezervlerin içeriden ve dışarıdan gelecek ekonomik saldırılara karşı koyabilecek şekilde net rezerv pozisyonunda olması, küresel ticari krize karşı en büyük güvencemizdir.
* Cari açık yönetilebilir düzeydedir. Ayrıca petrol fiyatlarındaki düşüş de cari açıktaki azalmayı destekler niteliktedir. Kriz sürecindeki direnci destekleyen önemli bir avantajdır.
* Döviz kurlarındaki volatilite düşüktür. Makro finansal istikrarın sağlamış olmasıyle birlikte Türkiye'ye yönelik uluslararası güvenilirliğin hala devam ediyor olması finansal akışkanlığı destekler niteliktedir.
* Ülkemizdeki büyümenin ihracata değil; iç talebe bağlı olması nedeniyle küresel ticaretten kaynaklanan riskler diğer ülkelere göre nispeten daha düşüktür. Bu durum ülkemiz açısından ticari krizin şiddetini absorbe etmektedir.
* Türkiye'ye uygulanan gümrük tarifeleri diğer ülkelere göre daha düşük seviyededir. Dolayısıyla yüksek tarifeler nedeniyle oluşan arz fazlasının bizim gibi düşük tarifeli ülkelere yönelme olasılığı giderek güçlenmektedir. Doğrudan yatırım girişleri için yeni fırsat pencereleri oluşturabilir.

Kriz karşısında Türkiye ekonomisinin zayıf yönleri:

* Dar gelirli kesimlerin geçim sıkıntısı sorununun devam etmesi ve deprem harcamaları nedeniyle; uygulanmakta olan mali disiplinin gevşetilmesine yönelik toplumsal taleplerin giderek artması bütçe açığı sorununu büyütebilir.
* Arz piyasalarındaki maliyet kaynaklı problemler nedeniyle ekonomik büyümenin yavaşlama sürecine girmesi; üretim yetersizliğinden kaynaklanan fiyat artışlarını tetikleyebilir. Buda mevcut enflasyon politikasına zarar verir.
* Hayat pahalılığının oluşturduğu sıkıntılardan dolayı Dezenflasyon programına olan inancın zayıflaması; uygulanmakta olan ekonomik programı zora sokabilir.
* Piyasalardaki fiyat istikrarsızlığı sorununun bir türlü çözülememiş olması nedeniyle yıllık enflasyondaki düşüş trendi giderek zorlaşabilir.
* İhracat odaklı büyüme hedefinin sıkıntıya girmesi total büyümeyi zorlaştırabilir.

Özetleyecek olursak küresel ticari kriz sadece risklerden ibaret değildir. Avantajlı olduğumuz taraflar iyi değerlendirildiğinde bu kriz yeni fırsat pencerelerinin açılmasına da zemin hazırlayabilir. Eğer Türkiye ekonomisinin güçlü yönleri muhafaza edilir, zayıf yönleri rehabilite edilebilirse küresel ticari kriz büyük bir ekonomik avantaja dönüşebilir.

Yazarın Diğer Yazıları