E-gazete
Türkü, kendine özgü ve belirli bir ezgi ile söylenen anonim biz nazım biçimidir. Yapısal olarak Türk folklorun bir parçası olan bu müziğin sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği diye iki bölümü bulunur. Sözlü eserlere "türkü" adı verilir. Sözsüz halk müziği ise çalgı ve ezgilerden oluşur. Türkünün belirli bir şekli olmaz. Genellikle anonim olan türküler halkın türkü ezgisiyle söylenir. Ağızdan ağıza söylenerek bugünlere kadar gelmiş türküler Türk toplumun en önemli kültürel değerlerinden biridir. Türk toplumunun birbirinden değerli türkülerinde bazıları:
ODAM KİREÇTİR BENİM (Seyitgazi.)
Odam kireçtir benim
Yüzüm güleçtir benim
Soyun da gir koynuma
Terim ilaçtır benim
 
Odam kireç tutmuyor
Kumunu katmayınca
Sevdan baştan çıkmıyor
Sarılıp yatmayınca
 
Baba ben dervişmiyem
Kürkümü giymişmiyem
Ben sevdim eller aldı
Niye ben ölmüşmüyem
 
Odanı kireç eyle
Yüzünü güleç eyle
Soyun da gir koynuma
Terimi ilaç eyle
A'dan Z'ye Dokunaklı Türkü Sözleri
GÖNÜL GURBET ELE GİTME (Karacaoğlan)
Gönül gurbet ele gitme
Ya gelinir ya gelinmez
Her güzele gönül verme
Ya sevilir ya sevilmez
 
Gel güllüm gel, gel tellim gel,
Gel nazlım gel.
Geley geley hey
 
Has bahçenin gül ağacı
Kimi tatlı kimi acı
Benim derdimin ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz
 
Gel güllüm gel, gel tellim gel,
 Gel nazlım gel.
 Geley geley hey
 
Deryalarda yüzer bahri
Doldur ver içeyim zehri
Zalım gurbet elin kahrı
Ya çekilir ya çekilmez
 
Gel güllüm gel, gel tellim gel,
Gel nazlım gel.
Geley geley hey
 
Karacaoğlan çıksa yola
Hızır yardım etse kula
Yar denilen demir kale
Ya alınır ya alınmaz
 
Gel güllüm gel, gel tellim gel,
Gel nazlım gel.
Geley geley hey
 
 ALLI TURNAM (Hacı Taşan)
Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle
 
Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey
Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,
kız gülüm gülüm turnalar hey
 
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük, benzi soluk yar söyle
 
Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey
Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,
Kız gülüm gülüm turnalar hey
 
Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada
 
Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey
Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,
Kız gülüm gülüm turnalar hey
 
Ne onmamış bir kulmuşum dünyada
Akşam oldu allı turnam dön geri
 
Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey
Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,
 Kız gülüm gülüm turnalar hey
 
GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN (Karacaoğlan)
Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış... aman aman
Örülmeyi örülmeyi
 
Mendili yuğdum arıttım
Gülün dalında kuruttum
Adın ne idi unuttum... aman aman
Sorulmayı sorulmayı
 
Çağır Karacaoğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur... aman aman
Sarılmayı sarılmayı
 
SEYYAH OLUP ŞU ALEMİ GEZERİM (Kul Himmet)
Seyah oldum şu alemi gezerim,
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Kendi efkarımca okur yazarım,
Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.
 
İki elim gitmez oldu yüzümden
Ah ettikçe yaşlar gelir gözümden,
Kusurumu gördüm kendi özümden.
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
 
Bozuk şu dünyanın temeli bozuk.
Tükendi danelar kalmadı azık,
Yazıktır şu geçen ömüre yazık.
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
 
Kul Himmet üstadım ummana dalam,
Gidenler gelmedi bir haber alam,
Abdal oldum şal giyindim bir zaman,
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
 
CEVİZİN YAPRAĞI DAL ARASINDA (Dinar)
 
Cevizin yaprağı dal arasında
Güzeli severler bağ arasında
Üç beş güzel bir araya gelmişler
Benim sevdiceğim yok arasında
 
Evlerinin önü zerdali dalı
Pencereden gördüm kınalı eli, o nazlı yari
Benim sevdiceğim domurcak gülü
Sensiz lokmaları yiyemez oldum, yutamaz oldum
Sensiz odalara giremez oldum, yatamaz oldum
 
Evlerinin önü bahçalık bağlık
Ne güzel işlemiş eline sağlık, koluna sağlık
Yar bana yollamış bir beyaz yağlık
Boynuna dolasın eylensin diye, aldansın diye
 
HEKİMOĞLU (Ordu/Korgan Çitlice Köyü, Hamdi Tanses)
Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martin yaptırdım da narinim kendi neslime
Evlerinin önü arpa sergisi
Hekimoğlu İbrahim de narinim ayva sarısı
Hekimoğlu İbrahim taştan bakıyor
Elindeki martini de narinim canlar yakıyor
Konaklar yaptırdım hurma dalından
İçin döşedemdim de narinim acem şalından
Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu dediğin de narinim aslan yürekli
Konaklar yaptırdım döşedemedim
Ünye, Fatsa bir oldu da narinim başedemedim
Hekimoğlu derler bir ufak uşak
Bir omuzdan bir omuza da narinim on arma fişek
Bugün günlerden pazardır pazar
Çitlice muhtarı da narinim puşluklar düzer
Ünye, Fatsa arası ordu da kuruldu
Hekimoğlu İbrahim de narinim o da vuruldu
 
ÇÖKERTME (Muğla)
 
Çökertmeden çıktım da Halilim
Aman başım selamet
Bitez de yalısına varmadan Halilim
Aman koptu kıyamet
Arkıdeşim İbram Çavuş
Allahıma emanet
 
Burası da Asbat değil Halilim
Aman bitez yalısı
Yüreğime ateş saldı
Aman gurşun yarası
 
Gidelim gidelim de Halilim
Çökertmeye varalım
Golcular görürse Halilim
Nerelere gaçalım
Teslim olmayalım da Halilim
Aman gurşun saçalım
 
Burası da Asbat değil Halilim
Aman bitez yalısı
Yüreğime ateş saldı
Aman gurşun yarası
 
KAĞIZMANA ISMARLADIM (Erzurum)
Kağızman'a ısmarladım nar gele nar gele
Gümüş kemer ince bele dar gele dar gele vay
 Dar gele dar gele vay
 Dar gele dar gele vay
 
Baharda yayılır kuzu yan yana yan yana
 Benim yarim inci takar gerdana gerdana vay
Gerdana gerdana vay
Gerdana gerdana vay
 
Benim yarim güzellerden bir dane bir dane
 İçlerinde sarı saçlı güldane güldane vay
 Güldane güldane vay
 Güldane güldane vay
 
UYKUDAN UYANMIŞ (Erzurum, Emrah)
 
Uykudan uyanmış gözleri bir hoş
Dedim sarhoşmusan söyledi yoh yoh
Ağ elleri boğum boğum gınalı
Dedim yar bayram mı söyledi yoh yoh
 
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim onbeş nedir dedi yaşımdır
Dedim artık var mı söyledi yoh yoh
 
Dedim Erzurum nen dedi il'imdir
Dedim gider misen dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satar mısan söyledi yoh yoh
 
GEMİCİLER (Trabzon)
Gemiciler kalkalum
Şu yelkeni takalum
Şişiripte yelkeni
Sırt üstüne yatalum 
 
Kızılırmak başına
Şu ırgatı atalum
Tutalum baluk havyar
Keyfimize bakalum 
 
Çekin uşaklar çekin
Hemen aldık ırgatı
Geliyor bir sert rüzgar
Vuralum iki katı
 
İsmail de burada
Hasan çıksın gördeğe
Uşaklar berde bende
Coştum arkadaş coştum
Biraz çalam kemençe
 
Kaptan attı ırgatı
Sen de tut ha bu katı
Gel girelum ırmağa
Esecek ha şu batı
 
Gemici uşakları
Deniz başımın tacı
Yoklayın şu ırmağı
İnşallah çıkar acı
 
ŞU KARŞI YAYLADA GÖÇ KATAR KATAR (Tercan, Pir Sultan Abdal)
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası serimde tüter
Bu ayrılık bana ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
 
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize zulum getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni
 
Pir Sultan Abdalım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni
 
BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİNE (Kastamonu, Köroğlu)
Hey hey efeler hey...
Benden selam olsun Bolu Beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
At kişnemesinden, gargı sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
 
Hey hey gene de hey hey...
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu, mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
 
Hey hey efeler hey...
KÖROĞLU düşer mi yine şanından?
Çıkarır çoğunu er meydanından
Kırat köpüğünden, düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.
 
TELGRAFIN TELLERİNE 
Telgrafın tellerine
Kuşlar mı konar
Herkes sevdiğine de yavrum
Böyle mi yanar
 
Yanıma gel yanıma da
Yanı yanı başıma
Bu gençlikte neler geldi
Garip başıma
 
Telgrafın tellerini
Arşınlamalı
Yar üstüne yar seveni
Kurşunlamalı
 
Yanıma gel yanıma da
Yanı yanı başıma
Bu gençlikte neler geldi
Garip başıma
 
Telgrafın telleri de
Tel tel üstüne
Gel sarılıp yatalım
Kol kol üstüne
 
Yanıma gel yanıma da
Yanı yanı başıma
Bu gençlikte neler geldi
Garip başıma
 
Telgrafın telleri de
Semaya bakar
Senin o bakışların
Çok canlar yakar
 
Yanıma gel yanıma da
Yanı yanı başıma
Bu gençlikte neler geldi
Garip başıma
 
ÖTME BÜLBÜL ÖTME (Sivas, Pir Sultan Abdal)
Ötme bülbül ötme şer değil bağım
Yar senin elinden de ben yana yana
Tükendi fitilim eridi yağım
Yar senin elinden de ben yana yana
Ya dost ya dost ya dost
Deryadan bölünmüş de sellere döndüm
 
Deryadan bölünmüş sellere döndüm
Vakitsiz açılan güllere döndüm
Ateşi kararmış küllere döndüm
Yar senin elinden de ben yana yana
Ya dost ya dost ya dost
Haberim duyarsın da peyiklerinen
 
Haberim duyarsın peyiklerinen
Yarimi sarsınlar şehitlerinen
Kırk yıl dağda gezdim geyiklerinen
Yar senin elinden de ben yana yana
Ya dost ya dost ya dost
Deryadan bölünmüş de sellere döndüm
 
YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE (Edirne)
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
 
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
 
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse
 
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
 
DOSTA GİDERİM (Sivas, Pir Sultan Abdal)
Karşıda görünen ne güzel yayla
Bir dem süremedim giderim böyle
Ela gözlü perim sen himmet eyle
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
 
Eğer göğerüben bostan olursam
Şu halkın diline destan olursam
Kara toprak senden üstün olursam
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
 
Bir bölük turnaya sökün dediler
Yürekteki derdi dökün dediler
Yayladan ötesi yakın dediler
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
 
Dost elinden dolu içmiş gibiyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
 
Alınmış abdestim aldırırlarsa
Kılınmış namazım kıldırırlarsa
Sizde Şah diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
 
Pir Sultan Abdal'ım dünya durulmaz
Gitti giden ömür geri durulmaz
Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
 
BİR CANDARMA GELİYOR  (Bitlis)
Bir candarma geliyor lo
Kaymakam konağından
Fiske vursam kan damlar lo
O yarin yanağından
 
Haydi malım, haydi canım
Şinanay aslan yarim
 
Kurşun attım havaya lo
Dolana yar dolana
Ben burda ısrar eyledim..
Sen orda sallanmaya
 
Haydi malım, haydi canım
Şinanay aslan yarim
 
Zeytin yaprağı yeşil..
Altında kahve pişir
Ben sana mal olamam..
Var aklın başa devşir
 
Haydi malım, haydi canım
Şinanay aslan yarim,
 
SUNAM (Sivas, Pir Sultan Abdal)
Sahahtan cemalin seyran eyledim
Gönüller perişan elinden sunam
Nice bekliyeyim gurbet ellerde
Hiç bilir yok mudur halinden sunam
 
Sen seher yelisin gider gelmezsin
Gelirsen de bana baki kalmazsın
Seni uçuranlar baki kalmasın
Seni kim uçurdu gölünden sunam
 
Pir Sultan Abdal'ım cemalin güzel
Aradım bulamadım bir haber yazar
Şimdi senin ismin cenneti gezer
Kalma bizim için yolundan sunam
 
 NİKSAR'IN FİDANLARI (Niksar)
Kalenin bedenleri yar yar yar yandım
Koyverin gidenleri ninanay canım ninanay nay
Koyverin gidenleri ninanay yarim de ninanay nay
İpek bürük sürünmüş yar yar yar yandım
Niksar'ın fidanları ninanay canım ninanay nay
Niksar'ın fidanları ninanay yarim de ninanay nay
 
Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay canım da ninanay nay
Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay yarim de ninanay nay
 
Kaleden iniyorum yar yar yar yandım
Çağırsan dönüyorum ninanay canım ninanay nay
Aşkından kibrit oldum yar yar yar yandım
Üfürsen yanıyorum ninanay canım ninanay nay
 
Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay canım da ninanay nay
Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay yarim de ninanay nay
 
Entarisi aktandır yar yar yar yandım
Ne gelirse haktandır ninanay canım ninanay nay
Benzimin sarılığı yar yar yar yandım
Yare ağlamaktandır ninanay canım ninanay nay
 
Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay canım da ninanay nay
Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay yarim de ninanay nay
 
SİVAS ELLERİNDE SAZIM ÇALINIR (Sivas, Pir Sultan Abdal)
Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlıbeller bölük bölük bölünür
Yardan ayrı düştüm bağrım delinir
Katip arzuhalim yaz (Şah'a) yare böyle
 
Kul olayım kalem tutan ellere
Katip arzuhalım Şah'a böyle yaz
Şekerler ezeyim şirin dillere
Katip arzuhalim yare böyle yaz
 
Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa
Yazılan gelirmiş sağ olan başa
Bizi hasret koydun kavim kardaşa
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
 
MEHRİBAN (Kars)
Bahçelere geldi bahar
Yeşil halı serdi bahar
Gel dedim, gelmedi yar
 
Meni yada salsana yar
Şu halimi sorsana yar
A ceylan sevdiğim
Mehriban sevdiğim
Sırrımı bilmedin
Bilmedin yar
 
Bahçelerde güllü çiçek
Güllü çemen, güllü çiçek
Gül dedim gülmedin yar
 
Meni yada salsana yar
Şu halimi sorsana yar
A ceylan sevdiğim
Mehriban sevdiğim
Sırrımı bilmedin
Bilmedin yar
 
Şirin şirin sözle meni
Özüm dedim, özle meni
Gözledim, gelmedin yar
 
Meni yada salsana yar
Şu halimi sorsana yar
A ceylan sevdiğim
Mehriban sevdiğim
Sırrımı bilmedin
Bilmedin yar
 
SEHERDE BİR BAĞA GİRDİM (Erzincan, Teslim Abdal)
Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El sundum güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
 
Bağın kapısını açtım
Sayın ki cennete düştüm
Yar ile tenha buluştum
Ne bağ duydu ne bağbancı
  
 
Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı
 
ÜNYE'DEN ÇIKTIM (Ünye, Hamdi Tanses)
Ünye'den çıktım başım selamet
Ceviz deresinde koptu gıyamet
Gadın gız gardaşım sana emanet
Ağla anam ağla sen bana ağla
Çifte doktor getir yaremi bağla
 
Yedi garış gelir arkamın eni
Genç yaşımda gabre koydular beni
Anneciğim bana söylesin nenni
Ağla anam ağla sen bana ağla
Çifte doktor getir yaremi bağla
 
Martinim duvarda asılı kaldı
Elbisem sandukta basılı kaldı
Gadın gız gardaşım Fatsa'da kaldı
Ağla anam ağla sen bana ağla
Çifte doktor getir yaremi bağla
 
KEKLİK (Silifke)
Yar yar... Nerden gelirsin Silifke Kalesinden
Ne gezersin, açlık belasından
Nerde yattın, beyin konağında
Ne varıdı kupkuru yerde hey...
Kekliğim hey...
 
Kekliği düz ovada avlayalım
Kanadını çam dalına bağlayalım.
 
Yar yar... Buyurun arkadaşlar davetim var benim
Herkes kesesinden yesin, içsin, saltanatım var benim
Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim hey...
Kekliğim hey...
 
Kekliği düz ovada avlayalım
Kanadını çam dalına bağlayalım.
 
HIZIR PAŞA (Sivas, Pir Sultan Abdal)
Hızır Paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Her nereye gitsem yolum dumandır
Bizi böyle kılan ahdü amandır
Zincir boynum sıktı hali zamandır
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Çıkarım bakarım kale başına
Mümin müslümanlar gider işine
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Pir Sultan'ım eyder mürvetli Şahım
Yaram baş verdi sızlar ciğergahım
Arşa direk direk olmuştur ahım
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
ŞU KANLI ZALİMİN (Sivas, Pir Sultan Abdal)
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi yaralar beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dost'un bir fiskesi yaralar beni
 
Dar günümde dost düşmanım belli oldu
On derdim var ise şimdi elli oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni
 
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'dan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu illerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni
 
OLAM BOYUN GURBANI (Kars)
Olam boyun Gurbanı
Sensiz dağlar ceylanı
Gara gaşın gözlerin
Budur aşkın fermanı
 
Hey
Öldürme meni...
Sevmişem seni
Guş diline gurban
İnce beline heyran
Şeker Lebine doymam
Vay benim meralım
 
İncidir dişin senin
Hoşdur gülüşün senin
Aşkından ölürem men
Yok mu insafın senin
 
Hey
Öldürme meni...
Sevmişem seni
Guş diline gurban
İnce beline heyran
Şeker Lebine doymam 
Vay benim meralım
 
Kekliğin gözü ela
Başıma açtı bela
Yiğit ona demişem
Sevdiğini tez bağla
 
Hey
Öldürme meni...
Sevmişem seni
Guş diline gurban
İnce beline heyran
Şeker Lebine doymam
Vay benim meralım
 
GURBET ELDE (Erzincan, Pir Sultan Abdal)
Gurbet elde bir hal geldi başıma... geldi başıma
Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir
 
Huma kuşu yere düştü ölmedi... düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim ağlama... Mevla kerimdir
 
Kağıda yazarlar ufak yazılar... ufak yazılar
Anasız olur mu körpe kuzular
Yürek yarelidir, ciğer sızılar
Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir
 
Pir Sultan Abdal'ım böyle buyurdu
Ayrılık donların biçti, giyirdi
Ben ayrılmaz idim, felek ayırdı
Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir
 
BURÇAK TARLASI (Tokat)
Sabahtan kalktım da ezan sesi var
Ezan da sesi değil yavrum burçak yası var
Sorun şu muhtarın kaç tarlası var
 
Amanın da kızlar ne zorumuş burçak yolması
Burçak tarlasına yar yar gelin olması
 
Sabahtan kalktım da südü pişirdim
Südün de kaymağını yar yar yere taşırdım
Burçak tarlasında aklım şaşırdım
 
Amanın da kızlar ne zorumuş burçak yolması
Burçak tarlasına yar yar gelin olması
 
Kolumu salladım değdi tikene
İnkisar ederim yar yar burçak ekene
İlahi kaynana ömrün tükene
 
Amanın da kızlar ne zorumuş burçak yolması
Burçak tarlasına yar yar gelin olması
 
YİĞİTLER SİLKİNİP ATA BİNENDE (Sivas, Köroğlu)
Yiğitler silkinip ata binince
Derelerde bozkurtlara ün olur
Yiğit olan döne döne döğüşür
Kötüler kavgadan kaçar hun olur
 
Bir yiğit cidasın almış eline
Serini koymuştur yiğit yoluna
Kalkan paralana zırhlar deline
Kanlı gömlek koç yiğide don olur
 
Bir yiğit cidasını almış atıyor
Ağ elleri kızıl kana batıyor
Bir kötü kavgadan dönmüş kaçıyor
Kaçma kötü kaçma şimdi dön olur
 
ERENLER CEMİNE (Tercan, Ali Ekber Çiçek)
Erenler cemine her can giremez
İnsanı kamile kul olmayınca
Her mürşidim diyen Mürşid olamaz
Adep ile erkan yol olmayınca
 
Arama ırakta vardır yakını
Gerçek olan talip, bulur hakkını
Yükletemezler sana yolun yükünü
Bükülüp hametin dal olmayınca
 
BİR ÇİFT DURNA GÖRDÜM (Yozgat)
Bir çift turna gördüm durur dallarda
Seversen Mevla'yı galma yollarda
Sizi bekleyen var bizim ellerde
Bizim ele doğru gidin turnalar
 
Turnam dertli öttün derdimi deştin
Pençe vurup yarem üstünü açtın
Eşinden mi ayrıldın yolun mu şaştın
Bizim ele doğru gidin turnalar
 
EŞREFOĞLU (Ankara, Kul Hasan Dede)
Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz de Mevlana'nın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
 
Erlik midir eri yormak
Uzak yoldan haber sormak
Cenetteki ol dört ırmak
Coşkun akan sel bizdedir
 
Arı vardır uçup gezer
Teni tenden seçip gezer
Canan bizden kaçıp gezer
Arı biziz bal bizdedir
 
Biz erenler gerçeğiyiz
Has bahçenin çiçeğiyiz
Hacı Bektaş köçeğiyiz
Edep erkan yol bizdedir
 
Kuldur Hasan Dedem kuldur
Manayı söyleten dildir
Elif Hak'ka doğru yoldur
Cim arasan dal bizdedir
 
KADİFEDEN KESESİ (İstanbul)
Kadifeden kesesi
Kahveden gelir sesi
Oturmuş kumar oynar
Ciğerimin, ah ciğerimin köşesi.
 
Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla
Aman yallah, Beyoğlu'na yolla
Yolla yolla yar yolla.
 
Kadife yastığım yok
Odana bastığım yok
Kitaba el basarım
Senden başka, senden başka dostum yok.
 
Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla
Aman yallah, Beyoğlu'na yolla
Yolla yolla yar yolla.
 
Kadifeden yeleğim
Seni sevdim meleğim
Biraz da sen beni sev
Rahat etsin, rahat etsin yüreğim.
 
Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla
Aman yallah, Beyoğlu'na yolla
Yolla yolla yar yolla.