E-gazete
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli programlara katılmak için memleketi Kayseri'ye geldi. Bakan Özhaseki, ilk olarak kentteki bir otelde düzenlenen, Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi Çalıştayı'na katıldı. Programa, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Nurettin Taş, Vali Gökmen Çiçek, AK Parti Kayseri milletvekilleri Ayşe Böhürler, Bayar Özsoy ve Şaban Çopuroğlu ile  Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve bakanlıktaki ilgili bürokratlar ve akademisyenler katıldı.
İklim değişikliği ile mücadele konusuna değinen Bakan Özhaseki, "Türkiye, özellikle Akdeniz havzasında yer almasından dolayı bizim son yıllarda iklim değişikliği ve kuraklık etkisinde kalabilecek bir bölgede olduğunuzu özellikle bilelim ve altını çizelim. Bilimsel araştırmalara göre Akdeniz havzası sanayi devrinden sonra geçen 150 yıllık bir süreç içerisinde dünya ısısı olarak 1 derece artmış. Allah korusun 2 derece artarsa gıda krizleri başlıyor. Gıda krizleri kendi yanında başka tehlikeleri de getiriyor. Geçimini sağlayamayan insanlar mecburen göç etmek zorunda kalıyorlar. Göçlerin başladığı ortamda savaşlar başlıyor ve dünyayı bir felaket bekliyor diye söyleyebiliriz. Eğer dünya 3 derece artarsa dünya yaşanmaz hale geliyor” dedi.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN EN BÜYÜK SEBEBİ ÇEVRE KİRLİLİĞİ'
İnsanların doğaya ihanet ettiğini de belirten Mehmet Özhaseki, "İklim değişikliğinin en büyük sebebi de hepimiz biliyoruz ki sanayi devrimi ile birlikte başlayan çevre kirliliği. Çok üretiyor ve kirletiyoruz. Bunun neticesinde de bir felaketler zinciri bizi bekliyor. Cenabıallah bu dünyayı dengeliyor. Biz bu dengeyi bozarsak, işte o zaman felaketler zinciri karşımıza çıkıyor. Cenabıhak'ın takdiri ve emriyle tabiat velidir. Cömerttir. Size karşılıksız olarak her gün sabah güneşi doğuruyor. Bir müddet sonra yağmurları veriyor. Rüzgarlar geliyor. Topraktan size gıdaları alabileceğiniz nemalar çıkıyor. Sizden de hiçbir şey istemeden sonuna kadar cömert bir tavırla bu halini binlerce yıldır sürdürüyor. Peki biz ne yapıyoruz? Alıyoruz. İstifade ediyoruz. Yaşamımızı sürdürüyoruz. Ama, ona ihanet ediyoruz. Toprağı, suyu ve havayı kirletiyoruz, Elbette ki bunun da bir ceremesi oluyor. Bununla ilgili tüm dünya artık büyük bir teyakkuz halinde büyük bir mücadele veriliyor” ifadelerini kullandı
‘İKLİM KANUNUN HAZIRLADIK'
Paris İklim Anlaşması hakkında da konuşan Özhaseki, "Oradaki yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. Özellikle 2053 yılı sıfır emisyon hedefimizi açıkladık. Bu konuda da 2030 yılına kadar artan emisyonu yüzde 40 azaltacağımızın da taahhüdünde bulunduk. Ayrıca, bu konuda iklim kanununu hazırladık, güncelliyoruz. Önümüzde meclisin normal çalışma dönemi içerisinde inşallah iklim kanunu da çıkarmış olacağız. Yeşil alan miktarları ve ekolojik koridorlar hususunda da her geçen gün bizim yüzdemiz yükselmeye devam ediyor. Yaptığımız konutlar içinde sıfır atık uyumlu ve iklim dostu olacak şekilde şehirlerimizi inşa etmeye gayret ediyoruz. Ellerimizden dışarıya attığımız katı atıkların büyük bir çoğunluğu depolama alanlarına gidiyor. Ayrıştırılıyor ve orada bir kısmı yeniden kazanım olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
‘SIFIR ATIKLA 432 MİLYON AĞACI KESİLMEKTEN KURTARDIK'
Sıfır atık konusuna da değinen Özhaseki, "20 milyon kişiye bu konuda bir eğitim verdik. Ülkemizde birçok yerde artık belediyelerimiz dışarıya atılan atıkları değerlendiriyorlar. Ayrıştırıyorlar ve en sonda kalan organik tarafı da bir gübre haline getirerek tabiata sıfır atık konusunda örneklik ve rehberlik ediyorlar. 2023 yılı içerisinde bizim evlerimizden dışarıya attığımız atıkların yüzde 35'ini değerlendirdiğimizi ifade ettik. Ancak bu yeterli değil. Hedefimiz 2035 yılına geldiğimizde dışarıya bırakılan atıkların en az 60'ını bir sıfır atık halinde hiç tabiata zarar vermeden bir tarafta çöp olarak biriktirmeden temizlemeyi düşünüyoruz. Bu toplanan atıklar bile şu birkaç yıl içerisinde ekonomiye 96 milyar lira gibi bir getiri sağladılar. Sadece kağıt atıklarında yaptığımız bu çabalardan dolayı 432 milyon ağacın kesilmekten kurtulduğunu ifade ediyorum. Uluslararası arenada bu çabalar sürerken Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konudaki gayretleriyle Birleşmiş Milletler nezdinde 30 Mart günü uluslararası sıfır atık günü ilan edildi” ifadelerini kullandı.
KÜTÜPHANE AÇILIŞINA KATILDI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sabah saatlerinde katıldığı Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi Çalıştayı'nın ardından Talas ilçesinde 'Mehmet Karamercan Kütüphanesi ve 100 Apartmana 100 Kütüphane' açılış törenine katıldı.
Burada konuşan Bakan Özhaseki, "Bundan bir buçuk sene kadar önce gelip temelini attığımız bu binanın bugün bittiğini görmek bizim için de mutluluk verici. Kütüphane de önemli. Kitabında kıymetini hepimiz biliyoruz. Çok kısa da olsa asistanlığını yaptığım Cemil Meriç, 'Kültürün dünü, bugünü ve geleceği kitaptır' derdi. Kitabın olmadığı yer karanlık bir ortamdır. Eğitimin olmadığı toplum, geri bir toplumdur, cahil bir toplumdur. Orada iyilik olmaz. Bileşik kaplar düşünün.
Eğitimi bir taraftan döktüğünüzde iyilik, güzellik, kalkınma, refah, nezaket ve bilimsel kalkınma olarak karşınıza hepsi çıkar. Ama cehaleti bir taraftan dökerseniz o kaba, karşınıza kötülük, şer ve felaket olarak çıkar. O yüzden kütüphanelerimizin önemi büyük. Bizim dönemimizde binlerce kütüphane yapıldı. Cumhurbaşkanlığı millet kütüphanesini özellikle gezin ve o ortamı bir görün. Ülkemizde yapılan o kütüphaneyle emin olun hepiniz iftihar edersiniz. Biz bundan sonra da eğitim ve kütüphaneler konusunda aynı hassasiyeti devam ettireceğiz" dedi.
Eğitimin önemine değinen Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:
"Sabah ağaç dikmekle ilgili çölleşme ve erozyonla ilgili birtakım sempozyumlar, toplantılar, çalıştaylar vardı. O da önemli. Ama bir taraftan da elbette ki ağacın yanı sıra kültür de, kitap da o kadar önemli. Bir bilim adamı, 'eğer bir yıllık ürün almak istiyorsanız pirinç dikin, 10 yıllık verim almak istiyorsanız ağaç dikin, eğer hiç bitmeyecek bir hayır istiyorsanız insana eğitimle yatırım yapın' diyor. Biz de burada öyle bir eğitimin başındayız. Hayırlı olsun diyorum."