TARİHİ KAYNAKLARDA NUH TUFANI

Kur'an-ı Kerim Tufan'ı Nuh (as) etrafında gelişen bir olay olarak anlatmaktadır. Hz. Nuh, alabildiğine ahlaki yozlaşma içerisinde olan bir kavme peygamber olarak gönderilmiştir. Bu topluluk putlara tapınır, insanlara zulmeder ve kötülüğün her türlüsünü açıkça işlerdi. Nuh (as) yüzyıllar süren mücadelesine rağmen onların çok azını ikna edebilmişti.

Bu gün artık bilimsel araştırmalar aracılığıyla Nuh Tufanı olayına çok daha insan aklına hitap eden açıklamalar bulmak mümkün olmakta.

Belki de bölgedeki yanar dağlar püskürerek atmosferdeki ısı farklılığını meydana getirmiş olabilir.

 

Örneğin olaya jeoloji ilmi açısından baktığımız zaman şu şekilde bir açıklama ile karşılaşıyoruz; Yer tabakası üç kısımdan oluşuyor: Yerkabuğu, Manto, Çekirdek. Manto tabakasında yeryüzündekinden 5 kat daha fazla suyun bulunduğu bilinmektedir. Manto tabakasında hidroksil adı verilen elementler var. Hidroksilin özelliği ısınınca dışına su vermesidir. Dünyamıza bir gök taşının yaklaşması veya dolunayla gel – gitlerin yaşanması gibi olaylarla dışardan çekim alanı oluşturulunca dünyamızın merkezindeki çekirdek ısısını dışa verir. Bunun sonucunda ısınan manto tabakasındaki hidroksiller içindeki suyu boşaltamaya başlar. İşte böylesi bir olay yer kabuğu üzerindeki tüm su kaynaklarında taşmalara ve hatta Kur'an'da bahsedildiği gibi dağları aşan bir tufana neden olması kaçınılmazdır.

 

Aynı şekilde özellikle Orta Doğu'ya ait tarihi araştırmalar ve belgelerde Nuh (as) ve tufan hadisasine işaret eden pek çok bilgiye ve belgeye ulaşmak mümkün olmakta. Örneğin; Kamer Suresi'nin 15. Ayet-i Kerimesinde Nuh (as)'ın kavmi içerisinde 950 sene kaldığı belirtilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de hiçbir peygamberin ömrü hakkında bilgi verilmemişken Hz. Nuh'un ömründen bahsedilmesi dikkat çekici bir durumdur. Mezopotamya'da yapılan arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkan bazı kil tabletlerde Tufandan kurtulan insanların önderi olan bir kişiden bahsedilmektedir. Bu kişinin adının "Ziussudra” olduğu belirtilmektedir. Bu ad "uzun ömür sahibi” anlamına gelmektedir. Kur'an-ı Kerim'de yaşı ifade edilen tek peygamberin Hz. Nuh olması ve yaşının 950 olarak tanımlanması tabletlerde lakabı zikredilen uzun ömürlü kişinin onun olma ihtimalini güçlendirmektedir.

Bağdat'ın 160 km. güneyindeki Nippur kasabasında bulunan 60.000 tabletlik Sümer kitaplığında ve Gılgamış Destanı'nda konu anlatılmaktadır. Nuh Tufanı Sümerlere ait Gılgamış Destanı'nda da geçer. Orada Tanrıların Udnapiştim'i gelecek büyük bir felaketten korunabilmeleri için bir gemi yapmasını istediği belirtilir. Böylelikle Udnapiştim'in her canlı ve zanaat ehlinden insanı gemide topladığı anlatılır.

 

Sir Leonard Wooley, 1922 – 1929 yılları arasında yapmış olduğu arkeolojik kazılarda M.Ö. 4. Binden kalma kil tabletler buldu. Bu tabletlerde kral listelerinin bulunduğunu gördü. Tabletler Sir Wooley'in keşif arzusunu daha da kamçıladı. Ancak ne var ki yaklaşık 12 metrelik bir derinliğe ulaştığında yaklaşık üç metre kalınlığında balçıktan oluşan bir başka katmana ulaştı. Wooley bu balçık katmanının altına indiği zaman daha hayret verici bir başka sonuçla karşılaşmıştı. Çünkü balçık tabakasının ardından yeniden yaşam ve medeniyet belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştı. Anlaşılan bölge bir dönem kalın bir balçık tabakasının yerleşim birimlerinin üzerini örttüğü büyük bir heyelan felaketiyle karşılaşmıştı. Wooley bu balçığın işgal ettiği alanı keşfedebilmek amacıyla arkeolojik araştırma yaptığı bölgenin 300 metre uzaklığında bulunan farklı bir noktada da yeni bir kazı yaptı. Ancak sonuç değişmemişti. Bu yapılan kazılarda da aynı balçık katmanı ile karşılaşıldı. Bu durum üzerine bölgeyi kaplayan balçık tabakasının büyük bir tufan sonrasında gerçekleşmiş olduğu düşüncesi ortaya çıktı. Ve raporlara da aynen bu ifadelerle geçti.

Sir Leonard Wooley ve ekibinin düzenlemiş olduğu rapor çok büyük bir yankı uyandırdı. Gerçekleşen Tufan'ın sınırları kesin olarak çizilememekle birlikte tarih itibariyle M.Ö. 4000'li yıllarda gerçekleştiği tahmin ediliyordu. Mezopotamya coğrafyasında ele geçen tabletlerdeki kral listeleri Tufan öncesi kralları "Er Sülaleler” şeklinde adlandırmaktaydı. Bu kral listesi birbirini takip eden on kraldan oluşuyordu. Tabletteki bilgilere göre de Tufan'a kadar yeryüzünde on adet hükümdar krallık yapmıştı. Bu krallardan yedincisinin adı Enok'tu. Enok'un İdris (as) olarak bildiğimiz peygamber olduğu tahmin ediliyor. Eğer bu bilgiler doğruysa Hz. İdris Peygamberden üç hükümdar sonra Nuh (as) gelecek ve onun zamanında da Tufan gerçekleşecekti.

Peygamber Efendimiz (sav)'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte bu bilgileri teyit eder niteliktedir. Peygamber Efendimiz (sav) Ashab-ı Kiramdan gelen bir soru üzerine "Âdem (as) ile Nuh (as) arasında 10 Karn (Kuşak, asır, dönem…) geçti.” Buyurmuştur. İslam âlimlerinin ortak kanaatine göre de ilk peygamberler olan Âdem, Şit, İdris (as) hem peygamber hem de hükümdar şahsiyetlerdi. Ele geçen tabletlerdeki ilk hükümdarlara ilişkin ifadeler de bu bilgiyi doğrular niteliktedir.

Dostlar son olarak Nuh Tufanına ilişkin sizinle paylaşmak istediğim bir konu başlığı da Kur'an-ı Kerim'in Allah'ın ayetlerinden bir ayet olarak Hz. Nuh'un inşa ettiği geminin delillerinin insanlığın bilgisine sunulacağına dair mucizevi ifadeleri barındıran iki ayet-i kerimedir. Kur'an-ı Kerim'de geminin sağlam olduğu ve zamanı gelince Allah'ın ayetlerinden bir ayet olarak ortaya çıkacağına dair iki ayet var. Fakat biz Nûh'u ve gemidekileri kurtardık ve bunu bütün insanlık için bir ibret yaptık. (Ankebut: 15), Andolsun, bunu bir ibret levhası olarak bıraktık; ibret alacak yok mu? (Kamer: 15)

Bu gün Diyarbakır sınırları içerisinde bulunan ve Kırklar Dağı olarak adlandırılan mevki bölge halkı tarafından kutsal bir mekân olarak tanımlanmaktadır. Yine aynı mevkide bizim sebebini bilmediğimiz gerekçelerle kapısı kilitlenmiş yer altına açılan bir höyük noktası vardır. Muhtemelen Hz. Nuh (as)'ın gemisinin gizlendiği bir nokta olma ihtimali olan bu höyük hala günümüzde gizemini korumaktadır.


Yazarın Diğer Yazıları