RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Ellerimizi/gönüllerimizi açar ve Allah'a dua ederiz.
"Allah'ım şunu ver, bunu ver…”
"Allah'ım affet!, Allah'ım sırlarımı ifşa etme!”
Peki, Allah'tan rahatça duada talep ettiğimiz işleri O'nun kullarından biri bizden istediğinde imkân ve gücümüz dairesinde olanları yapıyor muyuz?
Kelam ilminde doktora yapmış bir kardeşiniz olarak şunu rahatlıkla ifade edebilirim:
Dualarımızın kabul olma imkân ve ihtimali bizim Allah'tan istediklerimizin küçük numunelerini kendimizin yapabilme kabiliyetimizle direkt bağlantılı.
Allah insanı kâinattan süzüp çıkarmış ve "halife” sıfatıyla kendine ayine yapmıştır.
Rabbim en güzel isimlerini insan üzerinde görmek ve göstermek istiyor.
Kâinatın ve insanın yaratılış gayesi bu:
Allah'ın esmasını görmek ve göstermek istemesi.
Bu hikmetin en geniş ayinesi ise insan.
Allah; insana insandan yansır.
Peygamberimizin (s.a.v.) en çok tavsiye ettiği dua şudur:
"Allah'ın affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!”
Peki, bu duayı yapan bizler affedici miyiz?
Yakın ve uzağımızdaki insanları affedebiliyor muyuz?
Kin ile din aynı kalpte olmadığını bildiğimiz halde herhangi bir mümine kin besliyor muyuz?
Kalbimizin gizli sırlarını, kimsenin bilmediği günahlarımızı Rabbimizle paylaşıyor, af istiyor ve aramızda kalmasını istiyoruz.
O da hafız ismi ile kullarını ifşa etmiyor.
Peki, biz insanların şahit olduğumuz hata ve kusurlarını sırlıyor muyuz?
Peygamberimizin (s.a.v.) ısrarla ifade ettiği üzere” din samimiyettir.”
Yapmadığımız, yapamadığımız işleri konuşmayalım.
Vermediğimiz, veremediğimiz şeyleri istemeyelim.
Bakın Yüce Allah bizi duaların kabulü için ön şart olan samimiyete nasıl davet ediyor:
"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” Saf, 61/2-3.
Asking God for What We Cannot Do!
We open our hands/hearts and pray to God.
"Oh God, give me this, give me this…”
"Oh God, forgive me!, Oh God, don't reveal my secrets!”
So, when one of His servants asks us to do the things that we easily request from God in prayer, do we do what is within our means and power?
As a brother of yours who has a doctorate in theology, I can easily express this:
The possibility and probability of our prayers being accepted is directly related to our ability to make small samples of what we ask from God.
God filtered man out of the universe and made him his worshiper with the title of "caliph".
My Lord wants to see and show His most beautiful names on humans.
This is the purpose of creation of the universe and man:
Wanting to see and show the names of Allah.
The broadest mirror of this wisdom is man.
Allah; It reflects from person to person.
The prayer most recommended by our Prophet (pbuh) is this:
"O Allah, you are forgiving, you love to forgive, forgive me too!”
So, are we who pray this prayer forgiving?
Can we forgive people near and far?
Do we hold grudges against any believer when we know that grudges and religion are not in the same heart?
We share with our Lord the hidden secrets of our hearts, our sins that no one knows about, we ask for forgiveness and want them to remain between us.
He also does not reveal his servants under the name of Hafiz.
So, do we keep secret the mistakes and flaws that we witness in people?
As our Prophet (pbuh) insistently stated, "religion is sincerity."
Let's not talk about the things we didn't do or couldn't do.
Let's not ask for things we don't give or can't give.
Look how Almighty Allah invites us to sincerity, which is a prerequisite for the acceptance of prayers:
"O you who believe! Why do you say things you won't do? Saying things that you do not do is met with great hatred in the sight of Allah.” Saf, 61/2-3.
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
Zıtlıkların Ortasında Vasatı Bulmak
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?