İhracatın ana belirleyicisi döviz kuru değildir

Geçmişten günümüze tüm istatistiki verilerde ihracatla döviz kuru arasındaki ilişkide; döviz kurunun ihracat artışlarında ya da ihracat azalışlarında sonucu değiştirecek belirleyici bir etkisi yoktur. Hatta dalgalanmalardan uzak stabil kur seviyelerinin net ihracata katkısının daha fazla olacağı öngörülmektedir.

Bu durumu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ocak ayında sosyal medya hesabı X'te yapmış olduğu açıklamada istatistiki verilerle gayet açık ve anlaşılır bir şekilde izah etmiştir: " İhracatın ana belirleyicisi yurt dışı talep olup kurun önemli bir etkisi yoktur. 2003-13 döneminde nominal sepet kur yıllık ortalama yüzde 3,3; reel ihracatımız yüzde 7,1 artmıştır.2018-23 döneminde ise kur yüzde 36,4attarken ihracatımız sadece yüzde 5 artmıştır. Dünya ticaretinden daha çok pay almak ve kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek ancak verimlilik artışı, inovasyon, yüksek katma değer ve markalaşma ile mümkündür.”
Açıklanan eylül ayı ihracat rakamları ve ilk dokuz aylık dış ticaret gerçekleşmeleri bu açıklamaları da doğrular niteliktedir. İhracatın toplam büyüme üzerindeki belirleyici etkisinin devam ettiği görülmektedir. Eylül ayında 22 milyar dolar ihracat, 27,1 milyar dolar ithalat gerçekleştirilmiştir.2024 yılının ilk dokuz aylık döneminde ihracat yüzde 3,2 artarken, ithalat ise yüzde 7,9 oranında azalmıştır. Dış ticaret açığındaki düşüş de istikrarlı bir şekilde devam etmektedir.

İhracatçıların yüksek kur taleplerine gelince; bu istek iş insanlarının bir kısmını mutlu etmek için toplumun genelini enflasyon canavarının kucağına atmaktan başka bir şey değildir. Spekülatif kur atakları piyasalardaki fiyat istikrarını ortadan kaldırarak enflasyon artışını tetikler. Enflasyon kur ataklarına hızlı cevap verdiği için yukarı yönlü ivmelenmenin geri gelmesi zaman alıcı bir durumdur. Enflasyonun yükselmeye başladığı dönemle, enflasyonun düşmeye başladığı dönem aralığında toplumdaki dezavantajlı kesimler ekonomik olarak savunmasız hale gelirler. İşte bu nedenlerden dolayı döviz kurunun yüksek seyretmesi toplumun geneli için ekonomik bir felakettir.

Düşük kur seviyelerinden özellikle tekstil sektörü ve yüksek teknoloji yatırımlarını tamamlayamamış sektörlerin olumsuz etkilendiği yadsınamaz ekonomik bir gerçekliktir. Âmâ bunun çözümü tek başına yüksek kur değildir. Memleketin yüksek enflasyon sebebiyle zor sınamalardan geçtiği bu dönemlerde; İhracat iklimindeki tüm paydaşları sırtlarını yüksek döviz kurlarına dayamış gibi gösterecek açıklamalar yapmak açık bir haksızlıktır. Bu sebeple
İhracatçı temsilcilerinin yüksek kur talebinde bulunurken; enflasyonla boğuşmaktan yorulmuş olan toplumun hassasiyetlerini dikkate almaları gerekir.

Sırtlarını kura dayayanların oyunlarına gelmeyelim. İhracatın ana belirleyicisi döviz kuru değildir.

Yazarın Diğer Yazıları