E-gazete
Konya, bağrında iki tür müzik barındırır: Kendilerine özgü tavırlarıyla Türk kültürüyle özleşmiş hâli olan Konya türküleri ve Anadolu tasavvufunun mükemmel bir örneği olan Mevlevi musikisi.
Konya türküleri sizi bir anda sarıp sarmalar
Konya türkülerini dinlerken bağlamanın ve kaşığın ritmi, âdeta ataların dörtnala Anadolu'ya gelen atlarının ayak seslerini çağrıştırır. Konya türküleri, sizi bir anda sarıp sarmalar ve yaşanmışlıkların dünyasına götürür.
Hikayesi yürekleri dağlıyor
Türkülerin vazgeçilmez olmasının nedeni her birinin yazılmasının ardında saklı olan hikayelerdir. Konya'nın eski ve en bilinen türkülerinden biri olan Uyan Alim Türküsünün hikayesi yürekleri dağlıyor.  
Uyan Alim türküsünün hikayesi
Konya'da oldukça meşhur olan bu türkünün hikayesi, bir yeni gelinin ağıtıdır. 1957 yılında, Konya şehir içinden derlenen bu türkünün hikâyesi şöyle anlatılmaktadır: Akşam üzeri düğün bitmiş. Damat odaya konulacak. Damadın arkadaşları damat girerken, hep birden üstüne toplanıp sırtına yumruk vurmaları bir adet… Bu adete göre, yumruklar damadın sırtına inmeye başlar. Damadın aldığı kızı daha önceleri başka bir delikanlı severmiş. Sevdiği kızı alamayan delikanlı, önceden büyük bir temel çivisi hazırlamış. Damadın arkadaşlarından olduğu için, yumruk vuracakların arasında o da varmış. Yumruklar vurulurken o, elinde gizlediği temel çivisini saplamış. Heyecandan vurulan yumrukların acısından damat sırtına çivi saplandığını bilememiş. Yarası sıcak olduğu için ilk önce tesirini göstermemiş. Odaya girmiş, namaz kılmaya durmuş. Secdeye eğilmiş, bir daha doğrulamamış. Gelin kocasının seccadenin üzerinde uyuyakaldığını zannetmiş. Sonra öldüğünü anlamış. Kimseye de haber vermemiş. Bu türküyü yakmış, sabaha kadar ağlaya ağlaya söylemiş.
Uyan Alim Sabah Oldu türküsünün sözleri
Evimizin öğü yazı / Gelir, geçer goyun guzu / Seccadeden kalkmaz yüzü / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin önü iğde İğdenin dalleri yirde / Altı tavan yüğsek evde / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin önü mezar / Mezarda gumrular gezer / Gınalı eller uşkur çözer / Uyan Alim tang yüzüne  / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin önü nane / Ben kül oldum yane yane / Yârim isen gel imane / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin önü gavak  / Gavakdan dökülür uvak / Elim gına, başım duvak / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin öğü çardak / Çardakta asılı bardak / Burnumuzdan geldi girdek / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin önü daşlık / Daşlığa düşürdüm beşlik / Boşa gitdi gahbe geşlik / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Evimizin önü susam / Su bulsam mendilim yusam / Soyunsam goynuğa girsem / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne /
Anan ineği sağmadan / Baban camiden gelmeden / İller evimize dolmadan / Uyan Alim tang yüzüne / Sıralanmış beng yüzüne
(Mustafa İlker Şen)