Konya, tarih boyunca birçok önemli şahsiyete ev sahipliği yapmış, özellikle Türkiye Selçuklu Devleti döneminde bir ilim ve irfan merkezi haline gelmiştir. Ancak Konya'nın en büyük manevi değerleri arasında sayılan Mevlana Celaleddin Rumi, Sadreddin-i Konevi ve Şems-i Tebrizi aslında Konyalı değildir.
Moğal istilasından kaçıp Konya'ya yerleşti
Mevlana, 1207 yılında günümüz Afganistan sınırları içinde yer alan Belh şehrinde doğmuş, babası Bahaeddin Veled'in Moğol istilasından kaçışıyla birlikte ailesiyle Konya'ya yerleşmiştir. 19 yaşında geldiği Konya, onun hayatının en önemli durağı olmuş ve burada Mevlevilik geleneğini oluşturmuştur.
Konya'da birçok öğrenci yetiştirdi
Sadreddin-i Konevi ise Malatya doğumludur. Üvey babası olan ünlü mutasavvıf Muhyiddin İbn Arabi'nin etkisiyle ilim ve tasavvuf yolunda ilerlemiş, Konya'da önemli bir medrese kurarak birçok öğrenci yetiştirmiştir.
Mevlana ile tanışmak için Konya'ya geldi
Şems-i Tebrizi ise adından da anlaşılacağı üzere Tebriz doğumludur. Mevlana ile tanışmak ve ona hakikati anlatmak amacıyla Konya'ya gelmiş, burada Mevlana'nın düşünce dünyasına ciddi anlamda etki etmiştir.
Bu üç büyük şahsiyet, farklı coğrafyalardan gelmiş olsalar da, kader onları Konya'da bir araya getirmiş ve bu şehir, onların ilmi ve manevi mirasıyla özdeşleşmiştir. Bugün Konya, hem Türkiye'de hem de dünyada bu isimlerle anılmaya devam etmektedir.