E-gazete
Demokrasi şölenidir seçimler. Aynı zamanda hesap günüdür de… Yönetilenler hesap sorar, yönetenler hesap verir. Muhalefette olup da yönetime ‘daha iyisini yapacağım' iddiası ile talip olanlar ise siyaset terazisindeki özgül ağırlığını görme imkanı bulur.
Türkiye'de 31 Mart'ta seçim var. 81 il ile birlikte bine yakın ilçeyi beş yıl boyunca yönetecek belediye başkanları belli olacak. Aynı şekilde tüm köylerde ve mahallelerde de muhtar seçilme heyecanı yaşanacak. Yerel seçimler, genel seçimlerden daha renkli geçer ülkemizde… Yerel yönetimin en küçük birimi olan muhtarlıktan en büyük birimi büyükşehir belediyesine kadar her yerde tatlı bir yarış başlar.  Tatlı telaş zaman zaman sertleşir. Özellikle de küçük yerleşim birimlerinde…
Yerel seçimlerin en sakin geçtiği illerin başında Konya gelir. Çünkü genel anlamda kazanacak aday bellidir. 1980'den sonrasına baktığımızda Konya'nın önce ANAP'ın, sonra Refah Partisi'nin sonra da Ak Parti'nin kalesi olduğu görülmektedir. Hani ‘tulum çıkarmak' denilen bir tabir vardır ya… Aşağı yukarı Konya'da böyle neticelenmiştir seçimler. Nadirattan Tuzlukçu örneğinde olduğu gibi sürprizler de yaşanabilir. Bir önceki seçimde Ereğli ve Beyşehir'de bağımsız adayların kazanması da Konya'nın sürprizlerindendir.
Bu, şunu gösteriyor. Ne şekilde olursa olsun iyi adayla çıkmak gerekir. Belirleyici makamlar aday seçiminde dikkatli davranmak zorundadır. Konya gibi zaman içerisinde belirli partilerin tulum çıkarttığı bir ilde dahi bu tür sürprizler yaşanabilmişse hakikaten bin düşünüp bir karar vermek gerekir.  
Ak Parti'nin (Cumhur İttifakı'nın)  Konya'da geçen seçimlerden ders çıkardığı söylenebilir. Ereğli ve Beyşehir gibi  il olmaya namzet ilçeler için verilen kararın isabetli olduğunu düşünüyorum. Ak Parti'nin merkez dışındaki diğer ilçelerde ciddi bir değişime gittiği görülüyor. Seydişehir, Akşehir, Kadınhanı ve Ilgın'daki değişim dikkat çekici. Değişen ilçeler için şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Ancak il teşkilatının bu ilçelerde aylar süren titiz bir çalışma yürüttüğünü biliyorum.  Asıl sözü tabi ki 31 Mart'ta seçmen söyleyecek.
Konya, belediyecilikte model bir şehir. İnsan odaklı hizmet anlayışı ile çalışılıyor. Belediye sınırlarının il sınırları olarak değiştirildiği 2014 yılından sonra Konya'da belediyecilik bir hayli zorlaştı. Kuzey-Güney, Doğu-Batı istikametlerde 400 kilometreye varan mesafelere sahip Konya'da bu zorluk ekstra mesailerle aşıldı. Konya'da özellikle Büyükşehir Belediyesi ciddi manada efor sarf ediyor. Gördük ve şahidiz ki taşra ile merkez arasındaki hizmet makası bir hayli daraltılmış durumda.  Artık merkezde hangi hizmetlere ulaşabiliyorsa Konyalı, taşrada da aynı hizmete ulaşabiliyor. Eksikler yok mu? Var elbette. Onların da bu yeni dönemde tamamlanacağına inanıyorum.
Merkezi yönetimde herkese dokunabilmek zor.  Hizmet ve yatırımlar orada belirli bir öncelik sırasına göre yapılıyor. Ancak yerel idarelerde öyle değil. Yerel idarelerde herkese dokunulabilmek mümkün. Ulaşımdan suya, kanalizasyondan temizliğe kadar herkesi ilgilendiren hizmetler üretiyor belediyeler. Bundan dolayıdır ki belediyecilik çok önemli. Her zaman çok yatırım, çok hizmet yeterli olmuyor. İnsanların gönlüne de dokunmak gerekiyor. Yeniden aday gösterilmeyen veya seçimlerde kaybeden belediye başkanlarının bu yönüyle kendilerini bir çek etmeleri gerekiyor. Halkın gönlüne giren, partinin de gönlüne giriyor. Partinin gönlüne giren bir sonraki seçim için yerini sağlamlaştırıyor.
Benden yeni adaylara tavsiye. Ne yapın, ne edin halkın gönlüne girin. Allah'ın rızasının halkın gönlüne girmekte olduğunu unutmayın.