Konya’da, Ramazan ayının son günlerinde bayram heyecanı yaşanmaya başladı. Her bayram öncesi olduğu gibi bu bayramda da Konyalılar, kıyafet alışverişi ve ikramlıklar almak için tatlı telaşa başladı.
Romalılardan Selçuklulara, Osmanlı'dan günümüze binlerce yıllık geçmişe sahip Bedesten Çarşısı'nda Ramazan Bayramı öncesi alışveriş hareketliliği yaşanıyor.
Bayramlık ikramlardan, kıyafet, ayakkabı, yiyecek ve içeceklere kadar birçok alışverişin yapıldığı çarşıda bayram heyecanı başladı. Yaşanan hareketlilik, vatandaşta tatlı bir telaş oluştururken çarşı esnafı ise yoğunluktan memnun.
Kırlangıç Hurma-Kuruyemiş Dükkânı İşletmecisi Adem Baysal, Ramazan ayı boyunca artış gösteren hurma satışının ardından bayram alışverişine başlayan vatandaşların, ikramlıklara yöneldiğini söyledi. Havaların da ısınmaya başlamasıyla birlikte bayram dolayısıyla Bedesten Çarşısı'nda meydana gelen canlanmanın esnafı memnun ettiğini belirten Baysal şu ifadeleri kullandı: "Konya'mızın kalbi olan Tarihi Bedesten Çarşımız, şehrimizin uğrak noktalarından biri. Ramazan boyunca şükür işlerimiz iyi geçti. Geçtiğimiz hafta çok fazla yağış ve soğuk hava oluğu için satışlarımızda biraz durulma yaşamıştık, bayram öncesi haftanın da böyle geçeceğini düşünmek esnafı biraz korkutuyordu. Hamdolsun havalar ısınmaya başladı, beklediğimi bereketi gördük. Şimdiden herkesin Ramazan Bayramı'nı kutluyor, esnafımıza bol kazançlı satışlar diliyorum” 
Bayramlıklar raflara çıktı
Bayram alışverişlerinin başında bayramlık kıyafetler geliyor. Bayrama yeni ve güzel kıyafetlerle girmek isteyen Konyalılar, Tarihi Bedesten Çarşısı'nın yolunu tutuyor.
Konya Bedesten'de ortalama bir kadın tuniği 450-500 lira civarında, pantolon fiyatları ise 200-400 lira arasında. Bununla birlikte bir Kadın'ın bayramlık için maksimum 900 lira minimum 650 lira harcaması gerekiyor. Ayakkabılarda ise 300-350 lira bandında harcama yapılırsa bu fiyat gittikçe yükseliyor. Erkekler için maliyet ise kot pantolon 350 lira gömlek ise 300 lira fiyat aralıklarında değişiyor bununla birlikte Erkekler için ise 650 lira harcanması gerekiyor. Bayram'da bayramlıklar ilk çocuklara alınır. Bundan hareketle bir çocuk bayramlığı kot takım olmak üzere 185 lira bandında satılıyor.
Esnafın "tatlı” telaşı
Bayram tatlıları tezgâhlarda yerini alırken, esnaf ve ustalar da Ramazan Bayramı için tatlı mesaisine başladı. Yoğun talebi karşılamak için çalışan tatlıcılar, siparişlere yetişmek için büyük emek harcıyor. Özellikle, çocuklar arasında "Şeker Bayramı” olarak adlandırılan Ramazan'la birlikte, bayramların olmazsa olmazı şeker ve çikolatalar da ilk öncelikle rafları dolduran ürünler arasında yer alıyor. Türk kültüründe asırlardır yeri bulunan, birçok çeşidi olan lokumlar da bayramlık ikramlarda tabakları doldurmak için alıcısını bekliyor. Şeker, çikolata, lokum, kuruyemişler, Bedesten Çarşısı'nda bulunan tatlıcı esnafının tezgâhını süsleyerek, rengârenk görüntüler oluşturuyor. 
İkramlıkların gözdesi "Türk Kahvesi”
Tarihten bu yana Türklerin vazgeçilmez damak lezzetleri arasında yer alan Türk kahvesi, bayramların da sembolü olarak biliniyor. Bayram soflarının ardından lokumla birlikte servis edilen Türk kahvesi, bayram ikramlıklarının başında yer alıyor. 
Fazla kilolara dikkat!
Ramazan ayı boyunca tutulan oruçların, gün boyu aç kalarak metabolizma hızını yavaşlatmasıyla birlikte renkli iftar sofraları da ayın sonunda bir miktar kilo alımını beraberinde getiriyor. 
Bununla birlikte Ramazan'ın peşine gelen bayram ile birlikte yeme alışkanlıklarının yeniden değişmesi de sindirim sistemi ile ilgili bazı sorunlara yol açabiliyor. Bayram ikramlıklarının fazla kaçırılmaması gerektiğine dikkat çeken Uzman Diyetisyen Uğur Arslanbay, bayramda kilo almamak için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Dengeli beslenmede dikkat edilmesi gereken konukları anlatan Uzman Diyetisyen Arslanbay, kronik hastalıkları bulunan ve yüksek risk grubunda yer alan hastaların daha çok önlem almasını söyledi. Arslanbay, "Risk grubunda olanların, bayramda kontrollü beslenmesi gerekiyor.” dedi. 
"Bayram kahvaltısını abartmayın”
Bayram kahvaltılarının her ne kadar keyifli ve lezzetli olmasına rağmen, abartılmaması gerektiğini belirten Arslanbay, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: "Ramazan ayı boyunca vatandaşlarda zaten beslenme rutininin dışında alışkanlıklar meydana geliyor. Gün boyu aç kalmak ve beraberinde iftar sofralarında çokça yemek yemek, kişinin rutinini bozuyor. Bir anda bayram kahvaltısı ile bu rutinin yeniden dışına çıkmak da metabolizmada yeniden uyarılmalara sebep oluyor. Bayram sabahı erken saatte güne hafif bir bayram kahvaltısıyla başlanmalıdır. Kahvaltıda ağır kızartmalar yenilmemeli, tuz içeriği yüksek besinlerden uzak durulmalıdır. Poğaça, açma ve börek gibi hamur işleri ile sucuk, salam ve sosis gibi ısıl işlem görmüş besinler ilk gün yenmemelidir. Peynir, yumurta ve süt gibi protein kaynakları tercih edilmeli, zeytinin yanı sıra salatalık ve domates gibi mideyi yormayan sebzeler tercih edilmelidir. Ramazan bayramında kilo problemi olanların bayramın vazgeçilmezleri arasında olan şeker ve şerbetli tatlıları günde 1 porsiyon tüketmelerinde yarar vardır. Ancak tatlı tüketilecekse az şekerli sütlü tatlılar ve meyve tatlıları ile dondurma tercih edilmelidir. Genellikle insanların önemli bir kısmı Ramazan'da kaybettikleri kilonun bir bölümünü 3 günlük bayram süresince ve sonraki günlerde aldıkları bilinmektedir. Bayram ziyaretlerindeki ikramlarda aşırıya kaçmamak gerekir. Şerbetli ağır tatlılardan uzak durulmalıdır. Bayramda tatlı ikram edilecekse meyve tatlıları veya sütlü tatlıları tercih edilmelidir. Misafirlere fındık, ceviz ve fıstık gibi kuruyemişler ile kuru meyvelerden yapılan komposto ile ayran servis edilebilir. Ramazan ayı boyunca vücuda yeterli miktarda sıvı alımı olmadığı için bayramda da genellikle su tüketimi unutulmaktadır. Sindirimi kolaylaştıran su, zararlı maddeleri vücuttan attığı için canlı yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bunun için bayramda günde 8-10 bardak su içmeye özen gösterilmelidir. Özellikle bayram ziyaretlerinde ikram edilen kafeinli, gazlı ve şeker oranı yüksek içeceklerden uzak durulmalıdır. Günde 1-2 fincan kahveden fazlası içilmemelidir. Bu içeceklerin yerine ev sahiplerinin de su ve ayran ikram etmeleri daha sağlıklı olacaktır.” 
(Ayşegül Şencan - Eylül Aşkın Akçay)