E-gazete
6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan 7,6 ve 7,7 büyüklüğündeki depremlerin ardından, sigortaya olan talep arttı. Türkiye Sigorta Birliği'nden yapılan açıklamada, ardından deprem sigortalarına ilginin 3-4 kat arttığı belirtildi. Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) verilerine göre de zorunlu deprem sigortası poliçe sayısı 11.1 milyona ulaştı. Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Aytekin Çelik, zorunlu deprem sigortası hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Deprem sigortası zorunlu mu?
Öncelikli olarak, ‘deprem sigortası yapılması zorunlu mudur?' sorusuna yanıt veren Dekan Yardımcısı Dr. Aytekin Çelik, şu ifadeleri kullandı: "Deprem sigortasının yapılması, bu sigorta için düzenlenen genel şartlarda belirtilen binalar için zorunludur. Söz konusu zorunluluk bir defalık sözleşme yapılmasına ilişkin olmayıp sözleşmenin her yıl zorunlu olarak yenilenmesi gerekmektedir. Genel şartlar çerçevesinde deprem sigortası yapılması zorunlu olmayan binalar için istenirse isteğe bağlı olarak deprem sigortası yaptırılabilmesi mümkündür. Uygulamada deprem rizikosu, yangın sigortası içerisine alınabilecek teminatlar içerisinde yer almaktadır. Zorunlu deprem sigortasına tabi bir bağımsız bölüm ve binaların sigortası yapılmamışsa tapu müdürlüklerinde söz konusu taşınmazlarla ilgili tescil ve terkin işlemleri yapılamaz. Aynı şekilde söz konusu taşınmazların su ve elektrik aboneliği işlemlerinde de zorunlu deprem sigortasının yapıldığının belgelendirilmesi gerekir” Taşınmazları tamamı zorunlu deprem sigortası kapsamında değildir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler zorunlu deprem sigortası kapsamına girer. Bunların dışında kat irtifakı tesis edilmiş binalar, tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı arsa vb. olarak görünen binalar, tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif bağımsız bölümleri için de zorunlu deprem sigortası yapılabilmesi mümkündür.  Buna karşılık Kamu Konutları Kanunu'na tâbi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler, tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar, köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar teminat kapsamı dışındadır.
Mevzuata uygun olmayan binalarda zorunluluk yok
İlgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binaların, zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışında kaldığını belirten Dr. Aytekin Çelik, "Bazı binalar zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışında bırakıldığından sigorta sözleşmesi yapılırken binanın durumunun DASK'a doğru bir şekilde beyan edilmesi gerekir. Aksi halde DASK tarafından sigorta tazminatının ödenmemesi veya sigorta tazminatında indirim yapılması gündeme gelebilir. Ayrıca sigorta sözleşmesi süresi içerisinde binada mevzuata aykırı değişiklik yapılması halinde DASK sözleşmeyi feshedebilir” dedi.
Doğrudan zararlar, sigorta kapsamında
Dr. Aytekin Çelik, sigorta teminatının kapsamı içerisine, depremin neden olduğu doğrudan zararların girdiğini söyledi. "Bu sebeple enkaz kaldırma masrafları, kar kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti, alternatif ikametgâh ve işyeri masrafları, mali sorumluluklar ve benzeri dolaylı zararlar teminat kapsamı içerisine girmemektedir” ifadelerini kullanan Çelik, "Aynı şekilde sigortaya konu olan taşınmazda yer alan her türlü taşınır mal, eşya ve benzerlerine ilişkin zararlar da teminat kapsamı içerisinde yer almamaktadır. Zorunlu deprem sigortası depremin neden olduğu maddi zararlara ilişkindir. Bu sebeple ölüm dahil olmak üzere tüm bedeni zararlar teminat kapsamı dışında kalmaktadır. Aynı şekilde manevi zararların da DASK'tan talep edilebilmesi mümkün değildir. Depreme bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar da teminat kapsamı dışındadır” şeklinde konuştu.
Sigorta yaptırırken, bunlara dikkat edin”
Zorunlu deprem sigortası yapılırken dikkat edilmesi gereken hususları anlatan Dr. Aytekin Çelik, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Tamamı ticari veya sınai amaçlarla kullanılan binalar için zorunlu deprem sigortası sözleşmesi yapılamaz. Dolayısıyla taşınmazın bu kapsamda olup olmadığının araştırılması gerekir. Ayrıca binanın inşa tarzı ve inşa yılının da doğru bir şekilde beyan edilmesi gerekir. Sözleşme yapılırken mutlaka taşınmazın brüt yüzölçümünün bildirilmesi gerekir. Söz konusu hususların yanlış beyan edilmesi halinde sigorta tazminatında indirim yapılması söz konusu olabilir.
Sigorta sözleşmesinin yapılmasından sonra da sigortalının taşınmazda projeye aykırı ve taşıyıcı sitemi olumsuz olarak etkileyecek şekilde tadilat yapmaması gerekir. Aksi halde riziko gerçekleşse bile sigortalıya tazminat ödenmez. Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi düzenlenmiş olsa bile söz konusu sözleşmeden dolayı sigortacının sorumluluğu primin ödenmesiyle başlar. Dolayısıyla poliçe düzenlenir düzenlenmez primin ödenmesi gerekir. Zorunlu deprem sigortalarında ödenecek olan sigorta primi, sigorta bedeline, yapının risk grubuna, ruhsat yılına, toplam kat sayısına ve yapı tarzına göre belirlenir. Poliçenin yenilenmesi durumunda primde indirim yapılır. Orta veya ağır derecede deprem hasarı bulunan binalar için zorunlu deprem sigortası sözleşmesi yapılamaz. Bu tür durumlarda zorunlu deprem sigortası yapılması halinde riziko gerçekleşse bile sigorta tazminatı ödenmez. Orta hasarlı binaların sigortalanabilmesi için onarılması ve/veya güçlendirilmesi akabinde de bu hususun belgelendirilmesi gerekir. Buna karşılık hafif hasarlı binaların sigortalanması mümkündür.”
Teminatın miktarı nasıl belirlenir?
Zorunlu Deprem Sigortasının sağladığı teminatın miktarının nasıl belirlendiğini açıklayan Dr. Aytekin Çelik, şu ifadeleri kullandı: "Zorunlu deprem sigortası, sigorta poliçesinde gösterilen sigorta bedeline kadar bir teminat sağlanmaktadır. Dolayısıyla depremzedenin uğradığı zarar daha fazla olsa bile DASK tarafından ancak sigorta poliçesinde belirtilen sigorta bedeline kadar sigorta tazminatı ödenebilir. Sigorta bedeli Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı'nda belirlenen metrekare bedeline göre belirlenir. Söz konusu metrekare bedelleri 25.11.2022 tarihinde artırılmıştır. 25.11.2022 tarihinden önce yapılan sigorta sözleşmelerinde betonarme yapılar için m2 bedeli 1.508 TL'dir. Sigorta şirketi tarafından ödenecek azami miktar (sigorta bedeli) ise 320.000TL olarak belirlenmiştir. Buna karşılık 25.11.2022 tarihinde söz konusu miktarlar %100 oranında artırılmıştır. Ancak teminatlara ilişkin söz konusu değişiklik 01.01.2022 tarihinden sonra yapılan sigorta sözleşmelerine de herhangi bir ek prim ödenmesine gerek olmaksızın uygulanır. Dolayısıyla 25.11.2022 tarihinden sonra meydana gelen depremlerde ödenecek olan azami miktar (sigorta bedeli) 640.000TL'dir. Sigorta edilen binanın değeri bu miktardan fazla olsa bile DASK tarafından ödenebilecek azami miktar 640.000TL'dir. Deprem sonucunda meydana gelen kısmi hasarlarda da DASK tarafından sadece zarar miktarı kadar bir ödeme yapılır. Ayrıca aynı yapı için birden fazla zorunlu deprem sigortası yapılabilmesi de mümkün değildir.  Binanın deprem neticesinde tamamen hasar görmesi halinde sigorta teminatı sona erer. Buna karşılık kısmi hasar durumunda ödenecek olan tazminat sigorta bedelinden düşüldükten sonra sigorta teminatı devam eder. Binanın taşıyıcı sistemine etki eden hasarlarla ilgili olarak, teminatın tekrar işlerlik kazanabilmesi için konutun eksper raporunda belirtilen makul süre içinde onarılması gerekmektedir”
Depremden sonra ne yapılmalı?
Depremin gerçekleşmesinin öğrenilmesinden itibaren en geç on beş iş günü içerisinde DASK'a rizikonun gerçekleştiği konusunda bildirimde bulunulması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Ancak söz konusu bildirimde bulunulmaması sigorta tazminatı talep etme hakkını tamamen ortadan kaldırmaz. Söz konusu durum ödenecek olan sigorta tazminatının kapsamını artırmışsa sigorta tazminatında indirim yapılır. Ayrıca bu konuda bildirim yapılmamış olsa bile DASK'ın depremi kendiliğinden öğrenmesi halinde sigorta tazminatında indirim yapılması mümkün değildir. Bunun dışında sigortalı tarafından hasara uğrayan binada DASK görevlileri tarafından inceleme yapılmasına izin verilmesi gerekir. Sigortalı ayrıca kendisinin sağlaması mümkün olan bilgi ve belgeleri de DASK'a vermekle yükümlüdür. Binanın tam veya kısmi hasar görmesinden sonra meydana gelen zararın nedeni, niteliği ve miktarı DASK'ın veya yetkili kıldığı kimselerin belirlemelerine göre taraflar arasında yapılacak anlaşmayla tespit edilir. Sigorta tazminatının belirlenmesinde rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınır. Bunun dışında deprem sigortalarında meydana gelen her bir hasar için sigorta bedelinin yüzde 2'si kadar muafiyet uygulanır. Bu kapsamda her bir 72 saatlik dönem bir hasar sayılır. Dolayısıyla sigortalı her bir hasarda meydana gelen zararın ancak %98'ini talep edebilir. Ayrıca deprem sigortalarında sigortalıya ödenecek olan tazminat, meskenin yeniden yapım maliyetini aşamaz. Tazminat miktarının belirlenmesinden itibaren en geç bir ay içerisinde DASK tarafından sigorta tazminatının hak sahibine ödemesi gerekir. Ayrıca deprem sonrasında sigortalılara avans ödemesi yapılması da mümkündür. Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler, sözleşmenin sona ermesinden itibaren iki yılda zaman aşımına uğrar” ifadelerini kullandı.
Hayat sigortaları, sigorta bedelini öder mi?
Çelik açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı: "Hayat sigortası genel şartlarında deprem sonucunda meydana gelen ölümlerin teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeple bu durumda deprem sonucu ölümün poliçede teminat kapsamı dışında bırakılıp bırakılmadığına bakılması gerekir. Poliçede bu konuda hiçbir düzenleme yapılmamışsa deprem sonucu meydana gelen ölümden dolayı poliçede lehdar olarak gösterilen kişilere sigorta bedelinin ödenmesi gerekir. Hayat sigortası depremde hayatını kaybeden kişilerin bankayla yaptıkları kredi sözleşmesinden dolayı yapılmış ve banka lehdar olarak gösterilmişse kredi borcunu karşılayacak olan kısım bankaya, kredi borcundan artan kısım ise depremde vefat eden kişinin mirasçılarına ödenir. Ferdi kaza sigortaları kaza sonucu vefat, geçici veya sürekli engellilik ve iş göremezlik halleri için teminat sağlamaktadır. Kaza sigortalarının sağladığı teminatın kapsamı, kanun, genel şartlar ve sigorta sözleşmesine göre belirlenir. Kaza sigortası genel şartlarına göre deprem aksine sözleşmede hüküm bulunmuyorsa kaza sigortasıyla sağlanan teminatın kapsamı içerisinde yer almamaktadır. Dolayısıyla depremin kaza sigortası kapsamına girebilmesi için sigorta poliçesinde bu hususun teminat kapsamı içerisinde bulunduğuna ilişkin özel bir düzenlemenin bulunması gerekir. Sigorta poliçesinde bu konuda hiçbir düzenlemeye yer verilmemesi halinde deprem, kaza sigortası teminatı içerisine girmez. Sağlık sigortası genel şartlarına göre deprem aksine sözleşmede hüküm bulunmuyorsa sağlık sigortasıyla sağlanan teminatın kapsamı içerisinde yer almamaktadır. Dolayısıyla depremde yaralanan kişilerin sağlık giderlerinin sağlık sigortası kapsamına girebilmesi için sigorta poliçesinde bu hususun teminat kapsamı içerisinde bulunduğuna ilişkin özel bir düzenlemenin bulunması gerekir. Sigorta poliçesinde bu konuda hiçbir düzenlemeye yer verilmemesi halinde deprem nedeniyle ortaya çıkan sağlık giderleri, sağlık sigortası teminatı içerisine girmez”
Eylül Aşkın Akçay