E-gazete
Ocaklar, saldıkları zehirli gazlarla kalp ve akciğer hastalıklarına neden olurken uzmanlar bu sorunun ciddiyetinin yeterince kavranmadığı görüşünde.
İspanya'daki Jaume I Üniversitesi'nden Dr. Juana María Delgado-Saborit'in başyazarlığını yaptığı araştırma, gazlı ocakların zararlı etkilerinin düşünüldüğünden çok daha ciddi olduğunu ortaya koyuyor.
Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği'nde yapılan araştırmaya göre, gazlı ocaklardan yayılan azot dioksit gibi zehirli gazlar, ömür süresinden iki yıl çalıyor ve kalp ile akciğer hastalıklarına yol açıyor.
Erken ölümler gazlı ocaklara bağlanıyor
Bilim insanları, azot dioksitin etkisini inceleyerek Avrupa Birliği'nde 36 bin 31, Birleşik Krallık'ta ise 3 bin 928 erken ölümün doğrudan gazlı ocak kullanımıyla ilişkili olduğunu belirtti.
Dr. Delgado-Saborit, ilk kez 1978 yılında azot dioksit kirliliğinin elektrikli ocaklardan çok daha fazla olduğunu keşfettiklerini ve şimdi erken ölümlerle bağlantısını sayılarla ortaya koyabildiklerini ifade ediyor.
Gerçek tablo daha da kötü olabilir
Araştırmacılar, karbonmonoksit ve benzen gibi diğer kirleticilerin etkisi hesaba katıldığında sonuçların daha da kötüleşeceğini vurguluyor.
Avrupa İklim Vakfı'nın (European Climate Foundation) desteğiyle yürütülen araştırmada, İspanya'nın Valensiya Üniversitesi'nden bilim insanları da katkı sağladı.
Gazlı ocakların tehlikesi göz ardı ediliyor
Avrupa Kamu Sağlığı İttifakı (EPHA), gazlı ocakların risklerine karşı politikacıları harekete geçmeye çağırıyor. EPHA'dan Sara Bertucci, gazlı ocakların etkilerinin uzun süredir göz ardı edildiğini belirterek, bu ocakların evlerimizi sigara dumanına benzer bir kirliliğe boğduğunu ifade ediyor.
Avrupa Birliği, dış mekanlarda hava kalitesiyle ilgili standartları sıkılaştırsa da kapalı alanlar için henüz benzer düzenlemeler getirilmedi.
Havalandırmaya dikkat
Kopenhag Üniversitesi'nden hava kirliliği uzmanı Steffen Loft, kapalı mekanlardaki azot dioksitin kaynağının trafikten mi yoksa gazlı ocaktan mı geldiğinin belirlenmesinin zor olduğuna dikkat çekiyor ancak araştırmanın makul bir değerlendirme sunduğunu söylüyor.
Araştırma kapsamında, kapalı alanlarda gazlı ocak kullanımının kaçınılmaz olduğu durumlarda yemek pişirirken pencerelerin açılması ve havalandırmanın sağlanması tavsiye ediliyor.