IRAK ZİYARETİ NASIL OKUNMALIDIR

Orta-Doğu'nun kaynadığı, savaşın yayılma tehlikesinin zirve yaptığı bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyareti elbette çok önemlidir.

ABD işgali ile yerle bir olan Irak'ın ayağa kalkması için her alanda Türkiye'ye, Türkiye'nin de başta enerji ve terörle mücadelede olmak üzere birçok konuda Irak ile iş birliğine ihtiyacı vardır.

Önceki Irak Başbakanlarından farklı olarak yeni Başbakan Sudani bunun farkında.

Erdoğan'ın da, Sudani'nin de ABD güdümündeki politikaların iki ülkenin de yararına olmadığını biliyor olmaları bu ziyarete bağlanan umutları artırıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyareti böylesine uygun bir konjonktürde gerçekleşiyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın "Bölgesel Kalkınma Vizyonu” olarak tanımladığı ortak kalkınmaya dayalı bölgesel modelle ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında ortak projeler hayata geçirilecek. Terörle, iç savaşla anılan bölgede refah ve kalkınma ortak payda olacak.

Türkiye-Irak arasındaki en önemli adımlarından biri hiç şüphesiz "Kalkınma Yolu” projesidir.  Basra'dan, Büyük Fav Limanı'ndan başlayıp, Ova Köy'den Türkiye topraklarına girip, oradan Avrupa'ya ulaşacak olan projeyle mallar Uzakdoğu'dan Avrupa'ya Süveyş'e göre on gün daha erken ulaşacak.

AB ülkeleri ihtiyaç duyduğu mallara daha hızlı ve ucuz ulaşacak. Bu nedenle AB ülkeleri bu projeyi destekliyor.

Dahası bu proje, son dönemlerde yaşadığı güvenlik sorunlarına karşı Süveyş yoluna bir alternatif olacak. Bu avantajlar hem Irak'ın, hem de Türkiye'nin kalkınmasına önemli katkılarda bulunacak.

Türkiye ile Irak arasındaki Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının yeniden faaliyete geçirilmesi görüşmelerin diğer önemli gündem maddesi olacak. Bu Türkiye'nin ucuz petrol temini ve boru hattından elde edeceği gelirler bakımından Türkiye'ye katkı sağlayacak.

Diğer önemli bir konu Dicle ve Fırat'ın suları meselesi. Türkiye bu konuda imkanlar dahilinde Irak'a yardımcı olmalı ve ihtiyacı olan suyu karşılamalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyaretinin önemli başlıklarından birini Türkiye'nin PKK'ya karşı yapacağı "Büyük Irak Operasyonu” oluşturuyor.

Irak PKK'yı "yasaklı' örgüt” ilan etmekle önemli bir adım attı. Bu adım, Irak'ın PKK'nın bizim olduğu kadar kendisinin de beka sorunu olduğunu kabul etmesi anlamına geliyor. Bu ziyarette, PKK'ya karşı yapılacak harekatta iki ülkenin "Ortak Harekât Merkezi” kurarak ortak hareket etmesi bekleniyor.

Erdoğan'ın Irak merkezi hükümetinden sonra Erbil ziyaretini hayli manidar buluyorum.  

Bu ziyaretin Türkiye ile iş birliği yapan Erbil yönetimine destek, Süleymaniye'de PKK ile iş birliği yapan KYB'ye ve Bafıl Talabani'ye "PKK'ya desteği kesin. Aksi halde siz de PKK'ya yapacağımız kara harekâtının muhatabı olursunuz” ihtarını içerdiğini düşünüyorum.  

Türkiye'nin sadece Irak ile değil, İslam Coğrafyasındaki tüm Müslüman ülkelerle, hatta Afrika ve üçüncü dünya ülkeleriyle iş birliğini geliştirmesi çok önemlidir.

Emperyalizme karşı durmanın, bölgesel bir güç olmanın yolu bu iş birliğinden geçmektedir.

Allah Milletimizin ve zulme uğrayan tüm mazlum milletlerin yar ve yardımcısı olsun…


Yazarın Diğer Yazıları