PEYGAMBERLER (A.S.), AŞERE-İ MÜBEŞŞERE EHLİBEYT İMAMLARI (R.A.) ve MÜCEDDİDLER

SAHABELERİN DERECELERİ

Resûl-i Ekrem'i gören herkes sahabe sıfatına hak kazanır. Ama, İslâm'a girişteki öncelik, İslâm'ı anlamadaki dirayet, anlatmaktaki gayret, savaşların tümüne veya bir kısmına iştirak, hicretlere katılma ve diğer üstünlük vesileleri ile bazı sahabe, diğerine üstün sayılmıştır. Bu dereceler, büyük hadîs âlimi Hâkim en-Nîsaburî tarafından ana hatlarıyla on iki bölüm halinde bir taksime tâbi tutulmuştur. Bunlar da:

a. Râşid Halifeler ve onlarla beraber ilk iman edenler. Bilhassa Aşere-i mübeşşereden dört halife dışında geriye kalan altı şahabı.

b. Daru'l-Erkâm ashabı; yani Hz. Ömer'in Müslümanlığından önce iman etmiş olup, imanlarını gizleyen ve Erkam b. Ebi'l-Erkam'ın (r.a.) hanesinde bir araya gelenler.

c. Habeşistan hicretlerinin ikisine de katılanlar.

d. Birinci Akabe Biatında bulunanlar.

e. İkinci Akabe Biatında bulunanlar.

f. Efendimiz'e Küba'dan Medine'ye teşrifinden evvel mülaki olan ilk muhacirler.

g. Bedir Ashabı.

h. Bedir'le Hudeybiye vak'ası arasında hicret edenler,

i. Bey'atu'r-Rıdvan ashabı.

j. Halid b. Velid ve Amr b. As gibi, Bey'atu'r-Rıdvan ile Mekke'nin fethi arasında hicret edenler.

k. Mekke'nin fethinden sonra Müslüman olanlar.

1. Fetih'te ‘ashabıyla vedalaşması' manasında ve son haccı olması hasebiyle ‘Veda Haccı' denilen hacda ve sair yerlerde Efendimizi görmüş olan çocuklar.

AŞERE-İ MÜBEŞŞERE

Ashab-ı Kiram Efendilerimiz, dünden bugüne âlimlerimiz tarafından değişik kitaplara konu olmuşlardır. Biyografileri ile alâkalı eserler telif edilmiş, naklettikleri hadîsleri kaydedilmiştir. Hatta uğradıkları yerler, görüştüğü kimseler, kimlerden ders alıp kimlere hadîs naklettiklerine varıncaya kadar hayatlarının tüm safhaları mümkün mertebe tespit edilmeye gayret edilmiştir. Sahabe Efendilerimizle alâkalı dile getirilmesi gerekli pek çok husus olmasına rağmen, biz yukarıda zikredilenlerle iktifa ediyoruz. Şimdi de eli¬nizdeki esere ismini veren Aşere-i Mübeşşere kavramıyla ilgili hülâsa malumat aktarmak istiyoruz.

Bu tabir Arapça'dır ve anlamı da ‘sağlıklarında iken cennetle müjdelenme şerefine ermiş on şahabı' demektir. Bu tabiri açıklamaya çalışâlim:

"Kaynaklarda ‘el-aşeretü'1-mübeşşere' ve benzeri ifadelerle anılan bu on şahabı Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam, Sa'd b. Ebî Vakkas, Ebu Ubeyde b. Cerrah, Abdurrahman b. Avf ve Said b. Zeyd (radıyattahü anhüm) hazeratıdır.”

"Hadîslerde cennetlik oldukları topluca haber verilen bu sahabîlerden başka, Hz. Hatice, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Selâm gibi münferit olarak cennetle müjdelenen başkaları da vardır.”

Habib-i Kibriya Efendimizin, arkadaşlarından bir kısmını sağ¬lıklarında, onların yüzlerine karşı Cennetle müjdelemesinin hikme¬ti nedir? Hangi vasıflarıdır ki, bazılarının boğulduğu veya aldandığı bu dünyada iken böyle bir mazhariyete ermişlerdir bu kimseler? Şimdi kısaca bunlar üzerinde duralım:

"Aşere-i Mübeşşerenin bazı ortak vasıfları şunlardır:

1. Tamamı ilk Müslümanlardan olan bu on şahabı Hz. Peygamber'e (s.a.s.) ve İslâm'a büyük yardımlarda bulunmuşlardır.

2. Kureyş kabilesine mensup olup nesepleri Hz. Peygamber'in (s.a.s.) nesepleriyle birleşmektedir.

3. Bedir savaşına ve Bey'atu'r-Rıdvan'a katılmışlardır.

4. Allah'ı ve Resûlü'nü sevdikleri bizzat Hz. Peygamber tarafından açıklanmıştır.

5. Allah yolunda kendi yakınlarına karşı savaşmaktan çekinmemiş¬lerdir.

Nitekim Mücadile sûresinin "Allah'a ve âhiret gününe inanan bir toplumun, babaları, oğulları, kardeşleri, akrabaları bile olsa, Allah'a ve Peygamber'e karşı gelenlere sevgi beslediklerini göremezsin.” mealindeki 22. âyetinin aşere-i mübeşşere dahil Ashab hak¬kında nazil olduğuna dair-bazı rivayet ve yorumlar bulunmaktadır.

Aşere-i Mübeşşerenin İslâmiyet'teki seçkin yerini dikkate alan İslâm âlimleri, ilmi tasnif ve değerlendirmelerde ilk sırayı hemen daima bunlara ayırmışlardır. Mesela, Ahmed b. Hanbel, el-Müsned'ine, aşere-i mübeşşerenin rivayet ettiği hadîslerle başlamıştır. Taberanî'nin el-Mu'cemu'l-Kebîr ve Ebu Nuaym el-İsfahanî'nin Hüyetu'l-Evliya adlı eserlerinde de aynı sıralama görülmektedir. Aşere-i Mübeşşerenin hepsiyle görüşüp onlardan hadîs rivayet edenler, Tabiîlerin birinci tabakası olarak kabul edilmişlerdir.


Yazarın Diğer Yazıları